Düzce Hakkında Herşey2
EVLİYA ÇELEBİNİN DÜZCE’ YE GELİŞİ
İzmit seyahati esnasında Bolu'nun batısına kadar gelmiş, Sakarya ve Sapanca Gölünden bahsederken, kereste nakliyatı için Düzce Pazar'ın, Bolu'nun vaziyeti üzerinde fikir beyan etmiştir. Evliyâ Çelebi, Trabzon gezisi sırasında, bu defa Bolu'nun Karadeniz kıyısındaki kasabalarına uğramıştır. Kefken'den sonra, Melen Ağzı'nı geçen Evliyâ Çelebi'nin ilk anlattığı yöre Kazak hücûmundan tahrib edilmiş Akça Şehir'dir. Alaplı ve Ereğli gibi iskeleleri de kısaca tasvir etmekte, Hisarönü, Bartın ve Amasra'dan bahsetmektedir. 1645'de, Erzurum'a giderken, takip ettiği yol üzerinde İzmit, Sapanca, Hendek, Düzce pazarı, Üskübi, Bolu, Çağa ve Gerede vardır. Bu münasebetle Bolu için şunları yazmaktadır: "Üskübi'den dokuz saat uzaklıktadır. Kalesini Bursa tekfuru yaptırmıştır. Topraklı yüksek bir tepe üzerinde dört köşe harabe içinde, imârı çok küçük bir kaledir. Anadolu'da Sancak Beyi tahtıdır. On dört zeâmet ve ellibeş tımarı vardır. Çeribaşısı ve alaybeyi vardır. Kanun üzere atlıları ile iki bin sekız yüz kılıç askeri bulunmaktadır. Bolu, Gökçesu, Sazak, Gerede, Dörtdivan ve Yığılca gibi nahiyeleri vardır. Kadı ve yöneticiler adaletli davranmak zorundadır. Zira reayası üç günde istanbul'a gidip, şikayet ederek, zalim hakimin hakkından gelirler. Yeniçeri serdarı, sipahi kethüdası yeri, nakib el-eşraf-ı vardır. Her ne kadar Türklük ise de ayan ve eşrafı, tüccarı çoktur. Gerçekten mamur ve abadan bir büyük şehirdir ki, topraklı bir dağ arasındadır. Otuz dört mahalle, otuz dört cami vardır.Üç bin kadar zarif binası mevcuttur. Bazı ailelerin evleri ve hanları kiremit örtülüdür. Paşa Sarayı, Şemsi Paşa Sarayı, Zülfikar Ağa Sarayı da bakımlıdır. Camilerin en güzeli çarşı içindeki Mustafa Paşa Camii'dir". Osmanlı devresinde de Bolu zengin orman örtüsüne sahipti. Çam, kayın ve meşe başta olmak üzere her türlü ağaç cinsi göze çarpıyordu. Bolu kerestesi, İstanbul'da tanınmıştı. Bütün ahşap yapılarda bu kereste kullanılıyordu. Ancak, sık sık meydana gelen yangınlar, Bolu'dan sürekli kereste nakliyatını devam ettirmiştir. Öküz arabaları ile İzmit, Akçaşehir, Alaplı, Ereğli ve Bartın iskelelerine indirilen keresteler, yelkenlilerle İstanbul'a gönderilmekteydi. Akçaşehir'de, hususi kereste depoları vardı. Tahtalar burada ızgaralanarak kurutulur ve daha da sertleşmiş, hafiflemiş olarak İstanbul piyasasına arzedilirdi. Tersane-i Amire için en elverişli kereste yine Bolu ormanlarından temin edilmekte idi. Verdinar ve serenler iç kısımlardan kesiliyor, Sakarya, Mudurnu Suyu, Melen, Filyos veya Bartın Çayı vasıtası ile denize kadar taşınıyordu. Bartın, Ereğli, Alaplı, Akçaşehir, Kefken gibi merkezlerde kalyon inşaası yapılmakta idi. Tersane-i Amire'nin İzmid (İznikmid) kolu için Bolu Konur Apa, Akyazı, Ab-Safi ve Sapanca Dağlarından kesilen keresteler, miri yani devlet ormanlarından görevlendirilmiş öküz arabaları ile İzmit Tersanesine nakledilmekte idi. Buna dair belgelere sık sık rastlanmakta bazı anlaşmazlıklar için de ilgili merkezler kadılarının dikkati çekilmekte idi. İstanbul ve Saray'ın kömür, odun ihtiyacını da yine Bolu ormanları karşılamakta idi. Kömür, meşeden yapıldığı için, bazen özel meşe ormanları da vücuda getirilmiştir. Diğer taraftan kereste kesimi de belirli kaidelere bağlanmıştı. Miri ormanları yakan ve tahrip eden, açma yapan insanlara da sık sık rastlanıyordu. Evliya Çelebi'nin ve bazı arşiv belgelerinin de vurguladığı gibi orman ürünlerine bağlı su yolu taşımacılığı da gündeme getirilmiş ise de hayata geçirilememiştir. Evliya Çelebi'nin geliş-gidişlerinden de anlaşıldığına göre, Bolu önemli yollar üzerinde bulunuyordu. Sahil yolu, İstanbul, Şile, Kefken, Karasu, (bazen Deniz Köy), Melenağzı, Akçaşehir, Alaplı, Ereğli, Hisarönü, Bartın ve Amasra çizgisini teşkil etmekte idi. Deniz yolculuğu kolay olmasına rağmen fırtınalı havalarda tehlike arz ediyordu. Başlıca sığınaklar Kefken, Ereğli ve Bartın Çayı ağzı olmakta idi. Karadeniz'de bir çok yelkenli, Kafkas ve Kırım hatta Rumeli sahillerinden yükledikleri tahıl vs. ile fırtınaya tutulmakta ve Bolu sahillerine düşmekte idi. İstanbul'dan Sinop ve Trabzon yolunu takip eden yelkenlilerin Bolu'daki yegane yön bulma işareti Ereğli'de Baba Burnundaki fener idi.
KAYNAK: Bolu Valiliği Sayfasından alıntıdır.
http://www.bolu.gov.tr/default.asp?s=1_2,Akçakoca köyleri 2010 İbrahim Tuzcu kıt. Derleyen: İbrahim Tuzcu
DÜZCE’ DE AKÇAKOCA’DA İLK TÜRK BOYLARI
Soldan sağa; Akçakoca beyi, Orhan beyi, Konurapl bey
Akçakoca bölgesine ilk gelenler Üçokların Kınık aşiretine bağlı obalardır. İlk gelenlerin Koçar Bey ve O’nun yakınları olduğu söylenmektedir. Selçuk kollarının orman bölgelerinde kurdukları köyler şunlardır:
Gökçeli (Munkeriz), Doğancılar, Beyören, Balatlı, Kınık Ketmenli, Kepenç, Göktepe, Keramettin (Munkeriz), Kapkirli, Cumayanı, Tahirli, Arabacı ve Fadıllar (Munkeriz) köyleridir
OĞUZLAR
Oğuzlar, Selçuklular, Osmanlılar, Türkmen beylikleri, Türkmenistan da, Azerbaycan da, Irak’ta yaşamışlardır. Oğuz hanın 6 oğlu ve onların 4 er oğlundan 24 boyu meydana gelmiştir, Oğuz kelimesi Türkçe de ağız demektir.
KINIK
Oğuzların Bozok kolundan Oğuz Kaan ın oğlu Deniz han ın soyundan geldikleri kabul edilir,Kınık bir kuş türü olan Çakırdoğan erkeği demektir, Farsçada da kuşların erkeği denmektedir.
KAYI
Damgası bir kuş türü olan Şahinlerin en büyüğü olan Akdoğandır,ayrıca kuvvet ve kudret sahibi de denmektedir, 2 ok 1 yaydan ibarettir,Oğuz hanoğlu Günhan kayının bu boyun bir ceddidir.Sultan 2 ci Murat kayı boyundan olduğu için 2 ok 1 yay damgasını koydurmuştur,bu damga Kanuni ye kadar devam etmiştir Oğuzların 24 boyundan biridir. Gün Han Oğulları koluna bağlı olup, Ongunu (kutsal hayvanı) şahindir. Oğuz boylarıyla ilgili ilk bilgiler Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lugati’t-Türk adlı eserinde derlenmiştir. Reşideddin’in Camiü’t-Tevarih ve Yazıcıoğlu Ali’nin Selçuk namesi (Tarih-i Al-i Selçuk) sinde Kayı boyu ile ilgili bilgilere yer verilmektedir.Reşideddin’in verdiği bilgiler Oğuzların İslam dinini benimsemelerinden önceki dönemi kapsadığından dolayı büyük önem taşır. Bu kaynakta ve diğer kaynaklarda boylar listesinin en başında yazılması, Kayı boyunun Oğuzlar arasındaki toplumsal ve siyasal konumunun yansımasıdır.Kayı Boyu (Kayılar) Oğuzların Bozok kolundan, Osmanlıların da mensup olduğu bir boy.
Kayı kelimesi; “muhkem, kuvvet ve kudret sahibi” demektir. Kayı boyunun damgası, iki ok ve bir yaydan ibaretti. Oğuz Han oğlu Gün Han oğlu Kayı’nın, bu boyun ceddi olduğu söylenir. Yirmi sene hükümdarlık yapan Kayı’nın nesli, uzun yıllar bu makamda kalmıştır. Bu sebeple Kayı boyu, Oğuz boyları arasında ilk sırada gösterilmektedir. Dede Korkut da eserinde, gelecekte hanlığın geri Kayı’ya döneceğini bildirerek, Osmanlıları haber vermiştir.Kayılar, Selçuklularla birlikte, fetih esnasında ve daha sonraları Anadolu’ya gelip, değişik bölgelerde yerleştiler. Osmanlı Devletinin kuruluşunda, esas nüveyi teşkil ettiler. Osmanlılar zamanında, Rumeli’nin fetih ve iskânına katıldılar.Sultan İkinci Murad, soyunun bu boya mensubiyetini göstermek için, sikkelerine, Kayı boyuna ait iki ok ve bir yaydan müteşekkil damgayı koydurmuştur. Sonraki padişahların bastırdıkları sikkelerde görülmeyen Kayı damgasının, Kanunî’ye kadar çeşitli eşya ve silâhlar üzerine konulmasına devam edilmiştir.Kayı boyuna mensup Karakeçili göçebe oymağı, eski zamanlardan beri her yıl, Söğüt’teki Ertuğrul Gâzi Türbesini ziyaret etmekte ve bununla ilgili şenlikler yapmaktaydı. Sultan İkinci Aldülhamid Han, bu ziyaret ve şenliklere resmî bir hüviyet kazandırdı. Kendi oymağı saydığı Karakeçili gençlerinden, Ertuğrul Alayını teşkil ettirdi. Bu oymak mensuplarını, ziyarete gelen Alman imparatoruna, “akrabalarım” diyerek takdim etti.“Ertuğrul’un ocağında uyandım, Şehitlerin kanlarıyla boyandım.”beytiyle başlayan bir marş bestelenip, yıllarca dillerde söylenip, gönüllerde yaşatıldı.Bugün, Kayı boyu mensupları, genellikle; Eskişehir, Mihalıççık, Orhaneli, Isparta, Burdur, Fethiye, Muğla, Aydın ve Ödemiş civarındaki köylerde yerleşmişlerdir.
KAYNAK:http://www.selcuklular.com/Der:İbrahim Tuzcu
GAGAVUZ TÜRKLERİ
Türkçe konuşan Ortodoks Türklerdir. Ukrayna'da, Moldova’nın Bucak bölgesinde, İsmail ve Bender yörelerinde, Basarabya'da, Bulgaristan'ın Varna ve Balçık bölgelerinde, Romanya'nın Dobruca bölgesinde, 20 yüzyılın başlarından itibaren de Kazakistan'da Taşkent ve Fergana'da, Akyubinsk'te, Semipalantisk'te ve Balkanlar'ın bazı bölgelerinde yaşamaktadırlar. 20. yüzyılın başlarında bir kısmı Türkiye'ye yerleşmiş bunlardan bazıları Hıristiyanlığı'nı sürdürmüş, bazıları da İslamiyet'i seçmiştir. 20. yüzyılın başlarında Moşkov Gagavuz Türkleri'ni yaşadıkları bölge ve ülkelere göre şöyle gruplandırır : I) Makedon Gagavuzları: Makedonya'nın güney-doğusunda yaşarlar. II) Gacallar: Bulgaristan'ın Deliorman bölgesinde yaşayan Peçenek Türkleri'nin Müslüman olan torunlarıdır. Konuştukları ağız Gagavuz Türkçesi'ne çok yakındır. III) Sürgüçler (Surguçlar): Dobruca'nın Yılanlık (Mai) ve Kokarca (Pietrani) köylerinde yaşarlar. Soy bakımından Oğuz ve Peçenek Türkleri ile ilgilidirler. IV) Yunanistan Gagavuzları: Keserya bölgesinde yaşarlar. Bugün bu ülke ve bölgelerin bir kısmında önemli bir Gagavuz varlığından söz edilemez. Ancak Gagavuz Türkleri'nin bu kadar dağınık yaşamaları sebebi ile özellikle Yunanistan ve Bulgaristan, aralarındaki din ve nüfuz çekişmelerinde Gagavuz Türkleri'ni kullanmaya çalışmışlar; bu iki ülke de kendi hesabına Gagavuzları Türkleştirilmiş Yunan veya Bulgar gibi göstermeye çalışmışlardır. Bu iddiaların aksine Gagavuzlar, içinde yaşadıkları millet veya topluluğa uyma mecburiyetinden dolayı Yunanca, Bulgarca, Romence veya ,Rusça konuşmak ve bu milletler gibi görünmek mecburiyetinde kalmışlardır. Gagavuzların kökeni çok tartışılan bir konudur. Paul Wittek Yazıcıoğlu Selçuk namesi’ne dayanarak Gagavuzları Selçuklu hükümdarı II.İzzeddin Keykavus’la Anadolu'dan Dobruca'ya gelen Türklerden getirmeye çalışmışsa da ortaya atılan yeni belge ve fikirlerden; Peçenek, Uz ve Kumanlarla Anadolu Selçuklu Türkleri'nin sentezi olan bir Türk topluluğu oldukları anlaşılmıştır. Gagavuz adı; Gag Oğuz. Gag Uz, Kara Uz, Gök Oğuz, Kalauz gibi boy adları ve Selçuklu hükümdarı Keykavus'un adından getirilmektedir. Gagavuzların inançlarında ve sosyal hayatlarında eski Türk kültürünün ve İslamiyet'in bazı unsurlarının bütün canlılığı ile yaşadığı görülmektedir. Hıristiyanlıkta kurban kesme emri olmadığı halde kurban kesip fakirlere dağıtırlar. Zekat ve fitreye benzer bir yardımlaşma usulleri vardır. Fakirlere yardımda bulunur, bağış yaparlar. Domuza duydukları nefreti ifade eden domuz düğünü adlı bir oyun oynarlar. Bozkurt’u kutsal bilirler ve onu yüceltmek için "canavar yortusu" yaparlar. Gagavuzların dini ayinlerinde Slavca kelimeler geçse de, Müslümanlar gibi Arapça ve Farsça kaynaklı Allah, peygamber, melek, cennet, cehennem, din ve günah kelimelerini kullanırlar . 1989 nüfus sayımına göre, Bağımsız Devletler Topluluğu'nda 197.164 Gagavuz Türkü yaşamaktadır.
KAYNAK:http://aduod.sitemynet.com/turkdunyaşı/gagavuz.htm.Derl:İbrahim Tuzcu
BOZOKLAR VE ÜÇOKLAR
Bu boyların Bozoklar ve Üçoklar olarak ikiye bölünmesi ise daha sonradır. Bu iki ana kol arasında çıkan anlaşmazlıklar, boyların bir kısmının batıya göçmesine neden oldu, bir kısmı da Göktürk Devleti'nin kurulması ve Ötüken'i işgali nedeniyle batıya göçmüştür(6.yy). Kalanlar Göktürk egemenliği altına girmiştir.630'da ilk Göktürk devletinin zayıflayıp Çin kontrolü altına girmesiyle tekrar birleşmeye başlamışlarsa da ikinci Göktürk Devleti kurulunca fazla direniş gösteremeden tekrar egemenlik altına girdiler. (7.yy sonları). 745 yılında ikinci Göktürk Devleti de yıkılınca batıya ve Çin'e göçmüş birçok Oğuz Boyu da Ötüken'e geri dönerek Kutluk Bilge Kağan'ın kurduğu Uygur Devleti çatısı altında birleşti. Altayların batısındaki ve Tanrı Dağları bölgesindeki Oğuz toplulukları ise Gök Türklerin batı kolu olan Türgiş ya da Türkeş Kağanlığına bağlı olarak varlıklarını sürdürdüler. 760'lı yıllarda bölgeyi ele geçiren Karluk boyunun kurduğu devlette yer aldılar. Bu boyun öncülüğünde Yağma ve Çiğil boylarının da katılımıyla kurulan Karahanlı Devleti içinde Oğuz boyları da vardı. 10. yüzyılda Hazar Denizi'nin doğusunda Oğuz Yabgu önderliğinde ilk devletlerini kurdular.1000 yılında Kıpçaklar tarafından yıkılan bu devletten sonra Oğuzlar ikiye bölündü, bir kısmı kuzeye giderek bugünkü Kırım, Kazak, Bulgar ve Tatarların atası oldular; bir kısmı da Selçuk bey önderliğinde güneye indiler, İslami kabul edip İslâm orduları hizmetine girdiler. Doğu'daki Oğuz kitlelerinin tarihi başka yönde gelişti. 840 yılında Uygur Devleti Kırgızlar tarafından yıkılınca Oğuzların asıl büyük göçü başladı ve Asya'nın dört bir tarafına ama daha çok kitleler halinde batıya göçtüler ve öteki kandaş boylarla birleştiler. Oğuz kitleleri içinde Kınık boyundan olup, ataları Selçuk'un adından ötürü Selçuklular olarak anılmaya başlayan bir kol Tuğrul Bey önderliğinde 1038 yılında Irak ve İran'da Büyük Selçuklu İmparatorluğunu kurdu. Etrafta dağınık yaşayan diğer Türk boyları da bu İmparatorluğa katıldı. 1040'da Merv yakınlarındaki Dandanakan Savaşı'nda Gaznelileri yendiler. Selçukluk egemenliği İran, Horasan, Merv, Irak, Suriye, Güney Kafkasya ve Anadolu'da bir asırdan fazla sürdü. Son büyük sultanları Sencer'in 1141'de Semerkant ile Buhara arasında bulunan Katavan mevkiinde Moğol kökenli Karahıtaylılar'a yenilmesi ile devlet çözülmeye başladı. 1153'te kuzeydoğudan gelen Karahıtaylar ve Karluklar tarafından imparatorluk yıkılınca Oğuzlar dağıldı. Dağılan bu boyların kimi Harzemşahlara bağlandı, kimi Horasan'a, Kirman'a göçtü, kimileri de daha batıya gidip Irak'a, Suriye'ye yerleşti, kimileri de Anadolu Selçuklu Devleti 'ne katıldı. Bunlardan sonra kurulan Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safevi Devletleri, Alemdarlar, Anadolu beylikleri, Osmanlı İmparatorluğu, Suriye, Irak ve Azerbaycan'da çeşitli beyliklerde de Oğuz Kağan Destanı mevcuttu. Göktürkler ve Oğuzlar Vergi memuruna Amga (veya Imga) derlerdi,
YÖRÜK’LER
Türkçe ve yabancı sözlüklerde ‘göçebe Türkmen’dir. Türkistan’da konuşulan Türkçelerde ve eski Osmanlıcada Yüvrük kelimesi güçlü ve atılgan manasına gelir. Horasan’da Makedonyalı İskender ordusuna karşı tek geldiği için Salurlara Yüvrük (kahraman) adı verilir. Bu adı Anadolu’ya Salurlar getirmişlerdir. Türkmen kelimesi Türk-İman’dan türemiştir. Oğuz Türklerine Müslüman olduktan sonra bu ad verilmiştir. Bozoklar Türkistan’dan 11′inci asırda gelip Yozgat yöresine yerleşmişlerdir. Bunların bir kısmı ayrılıp Halep ve Şam’a göç etmiştir. Daha sonra 17′nci yüzyılda Dördüncü Murat Bağdat seferi dönüşünde bunların çoğunu beraberinde getirip Anadolu’nun sıcak güney bölgelerinde iskan ettirmiştir. Bunlara Anadolu’da genel olarak Arapçi, Arapgir, Saçıkara veya Hayta Yörükleri denir.İlk Cepniler Hacı Bektaşı Veli ile birlikte Horasan’dan gelip Kırşehir ve Sivas’a yerleşmişlerdir. Daha sonra 14′üncü yüzyılda Türkistan’dan (Türkmenistan) gelen ve Karadeniz bölgesine yerleşen çok sayıda Cepniler vardır. Yakup Han ile Bayram Han gibi kahramanlar bunlardandır. Bayram Han’ın oğlu Hacı Emir Bey ve torunu Süleyman Bey yıllarca Pontuslara karşı savaşmıştır. Süleyman Bey 1397′de bütün Giresun bölgesini beyliğine katmıştır.Kayılar anavatanı olan Türkmenistan Balkan eyaletlerinden gelmişlerdir.Yeni Osmanlılar Osmanlı padişahlarının boyundan (Karakeçili) olup, İmparatorluğun sonuna doğru gelenlerdir.Solaklar dinlenme manasına, Meller (Melliler) göçten geri kalma, Çakıllar göç etmeyip, yere çakılıp kalma manasındadır. Hona erkek geyik demektir. Kara Hacı Adana Toroslarında yaşamış Avşar beylerinden Kara Receb’in oğlu Kara Mustafa’dır.Teke Türkmenleri İran, Horasan, Türkmenistan ile Afganistan sınır bölgesinde şu an yaşayanlardan olup, Anadolu’ya ilk gelen Türkmenlerdendir. Kendilerine Yüvrük denen Türkmenlerdendir. Alparslan’ın askerlerinin çoğu Teke Türkmen’iydi. Türkmenistan’ın en kalabalık halkı Ahılteke’dir. Bunlara Eski Yörükler de denir. Yarış atları dünyada emsalsizdir.Tonguç Türkmencemde düğümlemek anlamındadır, tangmaktan gelir. Tonguç ayrıca bir Moğol kabilesidir.
Not: Bu soy kütüğünde adı geçmeyen Yörükler bu boylara bağlı olup, ufak ve meşhur olmayan oymaklardır.Bugün, Kayı boyu mensupları, genellikle; Eskişehir, Mihalıççık, Orhaneli, Isparta, Burdur, Fethiye, Muğla, Aydın ve Ödemiş civarındaki köylerde yerleşmişlerdir.Tarih boyunca Kayı Boyunun yerleştiği bölgeler; Hindistan: Babür devleti, İran, Irak, Suriye, Urfa: Karacadağ da ikamet etmişlerdir. Yörüklük Türklüğün orjinidir, lakabıdır, ta kendisidir. Otantik ismidir. Bilindiği gibi Türklerin ilk yurdu Orta Asya idi. Türkler Çin Seddinin ötesinde, Orta Asya’ da çok çetin iklim ve arazi şartlarında göçebe hayvancılıkla geçinmeye çalışıyorlardı. Türklerin bundan sonraki yurdu olan, Hazar Denizinin doğusundaki Maveraünnehir ve Horasan Bölgesi de büyük ölçüde çölden ibaretti. Derken Türkler Anadolu’ ya geldiler. Buranın coğrafi özellikleri Türklerin toplumsal gelişmesinde büyük bir paya sahiptir. Anadolu’ nun önemli ölçüde yayla ve dağlık oluşu hayvancılık yapan Yörükler’ e bildikleri ve ihtiyaçları olan bir ortamı sağlıyordu. Fakat bu yaylanın pek çok yerinde tarıma elverişli ova ve vadiler de vardı. Örneğin, Konya, Ankara, Eskişehir gibi büyük ovalar. Yaylayı çevreleyen dağların ötesinde de bereketli kıyı ovaları sıralanıyordu. Yörükler bu kıtada tedricen, alıştıra alıştıra – bu sayede toplumsal ve kişilikselçok büyük bunalımlara fazla düşmeden – yerleşikliğe, çiftçiliğe geçişin ideal koşullarını buldular. Anadolu’ da nüfus yoğunluğunun fazla olmaması yerleşik düzene geçişin nispeten kavgasız gürültüsüz olmasını sağladı.Türkiye genelinde en çok yörükler nerelerde yaşamaktadır.Malazgirt zaferinden sonra bütün Anadoluya, 24 Oğuz boyuna mensup kabileler fetih heyecanı, yeni yurtlar bulma hevesiyle akmağa başladılar. Türkiyede 24 Oğuz boyunun oymak ve aşiret adını almış binlerce köyü mevcuttur. Bu Türkmen aşiretleri bütün Anadolu’ yu Türkmenleştirmişlerdir. Bundan da anlaşıldığı gibi Türkiye’ de yörüklerin çok bulunduğu yer diye bir şey söz konusu değildir. Çünkü Türkiye yörüklerden oluşmuştur. Türkiye’nin mayası yörüklerdir.
Osman Bey, Söğüt civarındaki küçükyörük grubunun liderliğini babası Ertuğrul Bey’ den 1281 yılında devralmıştı. Fakat bu sıralarda başkanı olduğu grup tarih sahnesinde tanınmayacak kadar küçük ve önemsizdi. Ancak Osman Bey’in başkanlığında yirmi yıl yaşadıktan sonra bu küçük toplum Aşiretten Beyliğe – Beylikten Cihan Devletine ulaşmıştır.Şu anda yurdumuzda kaç boy ve aşiret olarak yörük yurttaşımız yaşamaktadır ve bu boy ve aşiretler hangileridir?
Şu an yurdumuzun her köşesinde yerleşmiş yörük boyları ve aşiretleri vardır. Isparta – Antalya civarında Hayta Aşireti, Burdur – Konya civarında Honamlı Aşireti, Korkuteli – Kozan – Kadirli civarında Varsak Aşireti, Erdemli – Mersin – Nevşehir civarında Boynuinceli Aşireti, Kayseri de Avşarlar, Söğüt – Bilecik – Eskişehir – Kütahya – Bursa – Ankara civarında Karakeçilli Aşireti Belli başlılarındandır.
Yörük yemeklerini sayar mısınız?
Yörük yemekleri arasında; Bulgur aşı (Etli pilav), Tarhana Çorbası, Yoğurtlu Yayla Çorbası, Gözleme, Mantı, Hamuraşı, Höşmerim, Keşkek, Lokma sayılabilir.
Bir Yörük kıyafeti kadın ve erkek olarak nasıl oluyor? Açıklar mısınız.
Balıkesir, Bilecik’ den Antalya’ ya kadar eski Yörük erkek kılığı zeybek kılığıdır. Üç etek zıbın bir arkada etek iki de yanda etek. Ayakta kısa zeybek donu veya pamuklu, yünlü uzun pantolon. Yakasız gömlek, işlemeli cepken. Belde büyük kuşak üzerinde silahlık. Silahlığın içinde koca bıçak, kulaklı bıçak, tabanca, tarak, ayna, makas, çakmaktaşı vs. bulunuyor. Başta fes, oyalı yazma. Kadın giyimi ise ayakta edik veya çarık, üç tek entari, cepken, kuşak, başta fes. Fesin üzerine çekilen bir örtü (Poşu, yağlık, yazma vs.)
Yörük yayla ve oba çadırlarının özelliklerini anlatır mısınız?
Anadolu’ da Yörükler üç türlü çadır kullanırlar.
a) Kara Çadır (Kıl Çadır, Çul Çadır da denir)
b) Keçe Ev (Alaçık, Alıcık da denir)
c) Topağ Ev (Topak Ev, Bekdik Çadırı, Derim Ev de denir)Kara Çadır keçi kılının ıstar denen dokuma tezgahında dokunmasıyla yapılıp tek katlı, uzunca bir ev biçimindedir. Anadolu’ da Manisa ve Kütahya’ dan Adana ve Maraş’ a kadar Kıl Çadırlar kullanılmaktadır.Çadır çok kutludur, saygılıdır, dualıdır. Çadır için ataların duası denir. Bu sarsılmaz inanışı ocak ve atalar kültürünün devamı olarak düşünebiliriz. Çadıra kıtlık, bereketsizlik gelmez. Bir kurban kesip dua etmeden yeni çadıra girilmez. Türkiye’ nin dört tarafında Türk aşiretleri ufak farklar dışında aynı maddi kültüre sahiptirler. Bu da onların bir orijin, bir kültür ve bir medeniyetten geldiklerini gösterir.
Kaynak:Hamit Kemal Türkmen,Akçakoca köyleri 2010 İbrahim Tuzcu,Derleyen: İbrahim Tuzcu
OĞUZLAR
BOZOKLAR ÜÇOKLAR
GÜN HAN AY HAN YILDIZ HAN - GÖK HAN DAĞ HAN DENİZ HAN
KAYI YAZIR AVŞAR - BAYINDIR SALUR İĞDİR
BAYAT DÖĞER KIZIK - BEÇENEK EYMÜR BÜĞDÜZ
ALKEVLİ DODURGA BEDİRLİ - ÇAVULDUR ALAYUNTLU YİVA
KARAEVLİ YAPARLI ARKIN - ÇEPNİ YÜREĞİR KINIK
ONGUNU ONGUNU ONGUNU - ONGUNU ONGUNU ONGUNU
ŞAHİN KARTAL TAVŞANCIL - SUNGUR ÜÇKUŞ ÇAKIR
DÜZCE ‘DE TARİHİ OLAYLAR
· İÖ -1200-660- Frigler
· İÖ- 660-546 – Lidyalılar
· İÖ-546-333-Persler
· İÖ-333-181-Helenistik dönem
· İÖ-328-75-Bitinya krallığı
· İÖ-75-İS-395-Romalılar
· 395-1080-Bizans dönemi
· 1080- Süleyman şah’ ın Bolu yöresine egemen olması
· 1086- Süleyman şah’ ın ölümü
· 1092-1.Kılıçarslan bölgenin valiliğini teslim alması
· 1299- Osman gazi döneminde Bolu’ ya akınların başlaması
· 1323 -Osman Gazi, Konuralp tarafından Konrapa zapt edilmesi(Üskübü-Düzce)
· 1330- Sancak beyliği kuruldu1564 -Konrapa’da Kadılığın Düzce’ye devri
· 1640-Evliya Çelebi ‘nin Düzceye gelmesi
· 1668-Bolu-Düzce depremi
· 1670- Bolu-Düzce isyanı
· 1692 -Diapolisin Bolu’ya bağlanması
· 1692-Bolu ‘da Voyvodalık devrin başlaması
· 1718- Düzce depremi
· 1811-2ci Mahmut tarafından Voyvodalığın kaldırılışı
· 1885 –Akçakoca- Düzce yolun yapılması
· 1864 -Kastamonu vilayetine Bolu – Düzce’ nın bağlanması
· 1865-Düzce-Akçakoca birleşik olarak yönetilmesi
· 1870 -Düzce’nin Göynük,ten ayrılıp kaza olması, Akçaşehir’in Nahiye olması Düzce’ye bağlanması
· 1877 -Rus harbinde Doğu Karadeniz’den göç başladı
· 1884- Düzce belediyesinin kuruluşu
· 1889 -Akçaşehir’in kuruluşu
· 1901- Saat kulesinin açılışı
· 1908-1V.Mutasarrıfık kurulması
· 1902-Bolu depremi
· 1912-Büyük caminin açılışı
· 1914-İlk futbol takımının kurulması
· 1915-Ermenilerin İcadiye mahallesinden gidişleri
· 1919-Bolu’ nun Damat Ferit paşa hükümetin ilişkisinin kesilmesi
· 1920 -Düzce – Adapazarı isyanı
· 1920- Çerkez Ethem in Düzce’ ye gelişi
· 1921- Çerkez Ethem isyanı
· 1921 -Düzce – Adapazarı isyanının büyük millet meclisinde affedilmesi
· 1923- İtfayeninin kurulması
· 1925- Azmili caminin yapılışı
· 1934- Atatürkü’n Düzce’ye gelmesi
· 1938-Sesli sinemanın olması
· 1938- Kapalı alışveriş yerin kurulması
· 1938- Elektrik işletmesinin kuruluşu
· 1944- Düzce depremi
· 1947 -Jeoloji raporu hazırlandı
· 1948- Yeşilyurt otelin yapılması
· 1951-Düzce postası gazetesi çıktı
· 1953- İlk panayırın kurulması
· 1954- Yığılca’nın Düzce ‘den ayrılması
· 1956 – İmar planının yapılması
· 1957- Su işletmesinin kurulması
· 1957- Elektriğin gelmesi
· 1957- Abant depremi
· 1958 –İlk kitaplığın açılışı
· 1967- Adapazarı depremi
· 1968- Halkevinin açılışı
· 1978- Kütüphane açılışı
· 1999- Deprem yaşanmıştır
· 1999- Düzce il olmuştur
KAYNAK erleyen: İbrahim Tuzcu
TEMETTUAT DEFTERİNDE DÜZCE
1844 YILINDA TEMETUAT DEFTERİNDE DÜZCE ‘DE YERLEŞİM BİRİMLERİ
Akpınar Divanı, Bakraz Divanı, Bakraz Dıvanı Mıcırlı Köyü, Bakraza tabi Akçaşar köyü, Bataklı Divanı, Calur Divanı,Darıyeri Divanı, Efteni Bey Divanı, Efteni İmamlar Divanı, Eğerciler Divanı, Karapınar Divanı, Karye-i Akçalar Tab-i Divanı Eğerciler, Karye-iCalur tabi-iMtekler, Karye-i Keydani tabi-i Aşağı Milan Divanı, Karye-iMerhem tabi-i Divan-ı Eğerciler ve Şeyh Bezenli Aşireti-Ekrad taifesi dir. 19. yüzyılda yönetsel alanda meydana gelen değişiklik ve özellikle mali gereksimeler nedeniyle köylerin bir kısmı “Divan” adı verilen birliklere bağlanmıştır, fakat Düzce kazası’ında hangi köylerin hangi divana bağlı olduğu konusunda gerek şeriye sicillerinde gerkese de Başbakanlık arşivinde bulunan kayıtlarda herhangi bir toplu kayıt rastalanmamıştır.
1844 YILINDA İLK KAZA MÜDÜRÜ
1844 Yılında Kaza müdürü Töntioğlu hacı Ahmed Ağa’dır. Metekler bağlı Calur köyünden çifçilik yapıp,kaza müdürlüğüne kadar yükselmiştir.
1844 YILINDA İLK KAYMAKAM
1864 Yılında ilk Kaymakam Hüseyin Hüsnü Efendidir
1844 Yılında ilk muhtar Efteni Bey divanı olarak Kragözoğlu ailesinden Hasan adı geçmektedir
1844 YILINDA DÜZCE NÜFUSU
1844 Yılında 886 hane Müslüman dan oluşan 4430 nüfusu vardı. 18. yüzyılda Düzce nüfusu 600 iken 126 yıl sonra 4430 olmuştur. 1899 Yılında Kastamonu salnamesine göre 7532 hane, 31876 kişi vardı, yalnız 103 hane 103 kişi gayrı Müslim idi. Salnameye göre 130 köy vardı. Şerefiye, Cedidiye, Hamidiye, Nusrettin köyleri kent merkezinde idi
1844 YILINDA KAZA MUKAYYİDİ
1844 Yılında Düzce kaza Mukayyidi Metekoğlu ailesine mensup Calur köyünden Ali Efendidir
1844 YILINDA İLK İMAM
1844 Yılında ilk imam Metek Calur köyünden Beykoloğlu Hüseyin efendidir.
1844 YILINDA KEMANECİLER
1844 Yılında eğlence sektöründe ilk kemaneci Bataklı divanından Bostanoğlu ailesinden Hüseyin bin Memhed dir,ayrıca arabacılıkta yapardı.Tarımlada uğraşan Hüseyin efendi Bolu Akmescit mahalesine giderek çeltik ekmiştir
1844 YILINDA POSTA SÜRÜCÜSÜ
1844 Yılında ilk posta sürücüsü Darıyeri divanından Boyacı oğlu ailesinden Ahmed dir
1844 YILINDA İLK HANCILAR
1844 Yılında ilk Hancı Akpınar, Calur, Eğerciler, Darıyeri hanları vardı
1844 YILINDA İLK ZAPTİYELER
1844 Yılında ilk zaptiyeler Bataklı divanı, Calur divanı, Kraye-i Keydani tabi-i Aşağı Melan dıvanında zaptıyelik yapılmıştır.
1844 YILINDA DÜZCE’YE İLK GELEN AŞİRETLER
1790 Yılında Üskübü’ye yerleşen Kürd Şeyh Bezenli aşiretidir,Haymana kökenli dir
1844 YILINDA EKONÖMİ
1844 Yılında Düzce kaza müdürü Töntizade HacıAhmed, Otluoğlu, Safuoğlu, Kahvecioğlu, İbrahimoğlu. Bu aile kendi adı ile Düzcede pasaj kurmuştur. Düzce‘de ençok Efteni bölgesinde 1251 dönüm Çeltik yetiştiriciliği yapılmış, 387 adet pirinç işletmesi vardır. Bu işletmeler sahibleri ise Bolu merkezi Akmescid mahallesinden Arapkirli Mustafa ağadır, İbrahim, Tiryaki, Kamer, Kocaali, Abdullah Alemdar oğlu ailelerinin işletmeleri vardır. Ayrıca Üskübüde 1.4 dönüm çeltik yetiştiriliciği yapılmıştır. Pirinç enaz Bakraz ve Darıyeri divanlarında az yapılmıştır, en fazla ise Efteni imamlar, Eğerciler Akçaşehir ve Mıcırlı ve Karapınar divanlarında fazla yapılmıştır. 1844 yılında 427,25 dönüm tütün arazisi vardı, 343 işletme sahibi olduğu tespit edilmiştir, en fazla Darıyerinde tütün ekimi yapılmıştır. Bostan cılık ta ise Düzcede 59.5 dönüm 63 adet arazide yapılmıştır. En büyük arazi Metekler Calur köyünde Töntizade Hacı Ahmed Ağa ve Kara Hasanoğlu Ailesinden Ali oğlu Ali dir. Bundan başka Darıyeri, Efteni, Eğerciler ve Karapınar divanları ve Bakraz-Akçaşehir köyü Aşağı Milan-Keydani köyünde Bostan yetiştirildi. Keten üretimi 3255 dönümde yapılmıştır en fazla Akpınar, Calur, Aşağı milanKeydani köyü, Eftenide yapılmıştır, Bataklı ve Karapınar divanlarında yapılmamıştır. Ayrıca Üskübüde de 2681 dönüm de yapılmıştır. Meyvecilikte en fazla Eğerciler divanında yapılmıştır. Büyükbaş hayvan yetiştiriliciğinde %18.63 Karasığır inek, %12.20 Sağman manda inek,%9.89 Manda öküzü, %16.07 Karasığır öküz tespit edilmiş en çok Aşağı Milan bağlı köylerde olmuştur. Küçükbaş hayvanda ise Aşağı Milan bağlı Keydani köyünde olmuştur, 30 ailede tespit edimiştir yine Tönti zade Ahmed ağa Büyük ve Küçük baş hayvan yetiştiriliğinde rol oynamıştır. Arıcılıkta Aşağı Melan Keydani köyünde, Darıyerinde, Efteni bölgesinde 26 ailenin yaptığı 1029 adet arı kovanı tespit edimiştir. Düzce de 4 adet terzi vardı, 1 adette saraç vardı bu saraç Eğerciler’den Süleyman oğlu ailesinden Hacıosman‘dır. Terziciler tespit edilememiştir, ayrıca Üskübü kazasında 4 adet debdağ ve 1 adet kılabbcı esnafı vardı, deri ve dokumacılık yapılmakta idi.Değirmecilikte ise Bakraz divanında Velioğlu ailesinden 4 aile, Karye Merhem Tab-i Divanında Eğerciler’de bulunan Hcı İbrahim oğuna ailesine ait 2 aile, Karapınar bölgesinde bulunan Kazazoğlu ailesi ve Calur divanından Çakman ailesinden değirmenleri olanlar vardı. Ayrıca Efteni İmamlar dan 3 aileden 2 si Bolu merkezi Akmescid mahallesinden Arapkirli Mustafa ağa,Üskübü kazasından Hacı Murat oğlu dur.Demirci kolunda ise 23 adet demirci esnafı vardır,Eğerciler divanında oturan Süleymanoğlu Hacıosman’dır, ve Calur köyünde oturan Canbaz oğlu ailesinden Hacıhüseyin oğulları Osman ve Tahir ‘dir. Bu demircilere Kiptiler denıyordu, ayrıca kalaycılık ve kazancılık yapan esnaflarda vardı. Ulaşılımda ise 217 aile de 108 kiracı, 30 bargirci, 79 arabacı vardır bunları yapanlar ise Calur divanında oturan kipti Şeyh Bezenli aileleridir, kısrak ve taylar var iken merkebe rastlanmaması dikkat çekicidir. Düzce’de355 adet keresteciye rastlanmıştır, en fazla Efteni imamlar, Aşağı Milan bağlı Keydani köyü ve Darıyeri Bataklı divanında yapılmıştır, arabalarla Akçakoca iskelesine taşınana keresteler Osmanlı için İstanbul’a sevkiyatı yapılmıştır.Su hızarları 126 aileden 127 adet su hızarı tespit edilmiştir, en çok Efteni bey divanı, Darıyeri, AşağıMilan bağlı Keydani köyünde yapılmıştır, suyun hareketinden faydalanaraktan yapılan bir işlem dir. Rençber olarakta Calur divanı, Darıyeri, Efteni bey, Efteni imamlar bölgesinde vardır. Düzce’de tespit edilen sanayi mesleği ise 927 adet meslek vardır. Karapınar divanı %1.31, Bakraz divanı%1.56, Calur divanı Kiptiler bölgesi %1.62, Eğerciler divanı Akçalar köyü %1.75, Şeyh Bezenli Aşireti bölgesinde %2.18, Darıyeri bölgesi %21.88 dir
KAYNAK:Doç.Dr.Zeynel Özlü Batı Karadeniz Kenti Düzce kit. Derl:İbrahim Tuzcu
DÜZCE ‘DE YAŞAM BİÇİMİ VE NÜFUS HAREKETLİLİĞİ
Büyük göç hareketlerinin başlatan Osmanlı-Rus savaşları (1877 – 1878) sırasında Anadolu’ya Abaza, Çerkez, Gürcü, Laz, Boşnak, Arnavut, Tatar, Kürt, Makedon ve Rumeli göçmenleri gelmişlerdir. Göçmenlerden bir kısmı Bolu İline, durumları iyi olmayan Kırım, Kafkasya ve Rumeli göçmenleri ise Düzce Ovası ve Akçakoca çevresinde çoğunlukla orman açmalarına yerleştirilmiştir. 1830 ve 1864 yıllarındaki göçlerden sonraki bu büyük göçler, Abdülaziz döneminden II. Abdülhamit dönemine kadar sürmüştür. 1924 ve 1940 lardaki göçlerden sonra 1946 ve 1952 yıllarında Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan’dan gelenler olmuştur. Doğu Anadolu’dan gelen Ermenilerin de Düzce, Adapazarı ve İzmit’e yerleşmesiyle Düzce Ovasında etnik çeşitlilik artmıştır. Bu dönemde bir nahiye ve 133 köyü ile Düzce nüfusu 34861′dir. 1888-1891 yılları arasında İsmail Kemal Beyin çalışmaları ile Düzce’ye yeni bir kasaba kimliği kazandırılmış, Cedidiye, Şerefiye, Nusretiye ve İcadiye gibi yeni mahalleler oluşturulmuştur.Yüzölçümü 2593 km2 olan Düzce İli’nde 1997 nüfus sayımına göre 307 bin 056 kişi yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu km2′ ye yaklaşık 111 kişi olup Türkiye ortalaması olan 83 kişinin üstündedir. İki nüfus sayımı sonuçlarına göre toplam nüfusun yüzde 56’sı köylerde yaşarken yüzde 43′ü kent merkezlerinde bulunmuştur. 2000 sayım sonuçlarına göre ise köylerde yaşayan nüfus oranı yüzde 52′ye gerilerken kent merkezlerinde yaşayanların oranı ise yüzde 48′e yükselmiştir. İki nüfus sayımı arasında kent merkezlerinde yaşayanların artış oranı yüzde 4 olarak gerçekleşmiştir. İlimizin nüfusu toplam 335.156 olup bunun 162.505’i kadın, 160.823’ü erkektir. İl nüfusunun 157.894’ü şehirde, 165.434’ü köyde yaşamaktadır.
KAYNAK:.Düzce belediyesi int.sit Derleyen: İbrahim Tuzcu
NÜFUS
Düzce İli’nde 2000 nüfus sayımına göre yıllık nüfus artış ortalaması ‰ 13,82’dir. İl nüfusu 1990 yılı tespitlerine göre 273.679 iken 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonucuna göre 314.266, 2007 yılı Nüfus Sayım sonucuna göre 323.328, 2008 yılı Nüfus Sayım sonucuna göre ise 328.611’e yükselmiştir. 2009 yılı nüfusu ise 335.156’dır. 2009 yılı sonuçlarına göre nüfusun %56,88’i şehir merkezlerinde, % 43,12’si ise köylerde yaşamaktadır.
DÜZCE İL, İLÇE VE KÖY NÜFUSU
|
|
|
Toplam
|
Erkek
|
Kadın
|
|
Türkiye - toplam nüfus
|
|
72.561.312
|
36.462.470
|
36.098.842
|
||
Düzce - il nüfusu
|
|
335.156
|
167.696
|
167.460
|
||
Düzce - il/ilçe merkezleri nüfusu
|
|
190.625
|
95.163
|
95.462
|
||
Düzce - belde ve köyler nüfusu
|
|
144.531
|
72.533
|
71.998
|
||
İl
|
İlçe
|
|
Belde/Köy
|
Toplam
|
Erkek
|
Kadın
|
Düzce
|
Akçakoca
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
23.378
|
11.573
|
11.805
|
||
Akkaya
|
603
|
302
|
301
|
|||
Aktaş
|
147
|
79
|
68
|
|||
Altınçay
|
575
|
295
|
280
|
|||
Arabacı
|
326
|
163
|
163
|
|||
Balatlı
|
610
|
301
|
309
|
|||
Bayhanlı
|
234
|
107
|
127
|
|||
Beyören
|
685
|
326
|
359
|
|||
Çayağzı
|
649
|
318
|
331
|
|||
Çiçekpınar
|
199
|
94
|
105
|
|||
Dadalı
|
642
|
320
|
322
|
|||
Davutağa
|
154
|
76
|
78
|
|||
Deredibi
|
349
|
177
|
172
|
|||
Dereköy
|
199
|
91
|
108
|
|||
Dilaver
|
117
|
63
|
54
|
|||
Doğancılar
|
458
|
236
|
222
|
|||
Döngelli
|
802
|
394
|
408
|
|||
Edilli
|
268
|
133
|
135
|
|||
Esmahanım
|
236
|
128
|
108
|
|||
Fakıllı
|
349
|
166
|
183
|
|||
Göktepe
|
170
|
91
|
79
|
|||
Hasançavuş
|
344
|
181
|
163
|
|||
Hemşin
|
322
|
159
|
163
|
|||
Kalkın
|
402
|
191
|
211
|
|||
Karatavuk
|
293
|
140
|
153
|
|||
Kepenç
|
115
|
56
|
59
|
|||
Kınık
|
180
|
81
|
99
|
|||
Kirazlı
|
228
|
118
|
110
|
|||
Koçar
|
229
|
107
|
122
|
|||
Koçullu
|
188
|
92
|
96
|
|||
Kurugöl
|
448
|
216
|
232
|
|||
Kurukavak
|
481
|
250
|
231
|
|||
Küpler
|
142
|
81
|
61
|
|||
Melenağzı
|
641
|
316
|
325
|
|||
Nazımbey
|
132
|
68
|
64
|
|||
Ortanca
|
128
|
53
|
75
|
|||
Paşalar
|
289
|
137
|
152
|
|||
Sarıyayla
|
235
|
121
|
114
|
|||
Subaşı
|
292
|
151
|
141
|
|||
Tahirli
|
145
|
66
|
79
|
|||
Tepeköy
|
794
|
398
|
396
|
|||
Uğurlu
|
719
|
345
|
374
|
|||
Yenice
|
249
|
121
|
128
|
|||
Yeşilköy
|
208
|
108
|
100
|
|||
Bucak toplamı
|
14.976
|
7.416
|
7.560
|
|||
İlçe toplamı
|
38.354
|
18.989
|
19.365
|
|||
|
DÜZCE
|
Merkez
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
125.240
|
62.647
|
62.593
|
|
|
|
Akbıyıklar
|
319
|
163
|
156
|
|
|
|
Aktarla
|
172
|
88
|
84
|
|
|
|
Altınpınar
|
426
|
212
|
214
|
|
|
|
Asar
|
503
|
259
|
244
|
|
|
|
Aydınpınar
|
2.656
|
1.357
|
1.299
|
|
|
|
Bahçeköy
|
809
|
411
|
398
|
|
|
|
Ballıca
|
1.011
|
515
|
496
|
|
|
|
Bataklıçiftlik
|
215
|
104
|
111
|
|
|
|
Beyköy
|
3.250
|
1.611
|
1.639
|
|
|
|
Büyükaçma
|
515
|
270
|
245
|
|
|
|
Çakırhacıibrahi m
|
420
|
224
|
196
|
|
|
|
Çınardüzü
|
514
|
258
|
256
|
|
|
|
Çınarlı
|
318
|
161
|
157
|
|
|
|
Çiftlikköy
|
845
|
427
|
418
|
|
|
|
Dağdibi
|
274
|
155
|
119
|
|
|
|
Değirmenbaşı
|
796
|
398
|
398
|
|
|
|
Derdin
|
381
|
203
|
178
|
|
|
|
Develi
|
271
|
130
|
141
|
|
|
|
Doğanlı
|
2.137
|
1.083
|
1.054
|
|
|
|
Duraklar
|
547
|
260
|
287
|
|
|
|
Esençam
|
471
|
231
|
240
|
|
|
|
Esentepe
|
389
|
208
|
181
|
|
|
|
Eskimengencik
|
472
|
227
|
245
|
|
|
|
Fevziye
|
718
|
382
|
336
|
|
|
|
Fındıklıaksu
|
147
|
71
|
76
|
|
|
|
Gökçe
|
558
|
270
|
288
|
|
|
|
Gölormanı
|
2.006
|
1.037
|
969
|
|
|
|
Gümüşpınar
|
1.127
|
552
|
575
|
|
|
|
Günbaşı
|
874
|
466
|
408
|
|
|
|
Gündolaması
|
490
|
250
|
240
|
|
|
|
Güven
|
448
|
229
|
219
|
|
|
|
Hacıahmetler
|
349
|
167
|
182
|
|
|
|
Hacıaliler
|
576
|
298
|
278
|
|
|
|
Hasanlar
|
271
|
122
|
149
|
|
|
|
Hocaoğlu
|
362
|
171
|
191
|
|
|
|
İhsaniye
|
965
|
489
|
476
|
|
|
|
İslahiye
|
658
|
339
|
319
|
|
|
|
İstilli
|
574
|
278
|
296
|
|
|
|
Kaledibi
|
100
|
52
|
48
|
|
|
|
Karaçalı
|
468
|
234
|
234
|
|
|
|
Karaderehasana ğa
|
621
|
328
|
293
|
|
|
|
Kavakbıçkı
|
700
|
356
|
344
|
|
|
|
Kızılcık
|
191
|
109
|
82
|
|
|
|
Kirazlı
|
896
|
442
|
454
|
|
|
|
Konaklı
|
180
|
93
|
87
|
|
|
|
Köprübaşı
|
534
|
257
|
277
|
|
|
|
Kuşaçması
|
416
|
200
|
216
|
|
|
|
Kutlu
|
405
|
212
|
193
|
|
|
|
Küçükahmet
|
313
|
164
|
149
|
|
|
|
Küçükmehmet
|
475
|
223
|
252
|
|
|
|
Mamure
|
381
|
191
|
190
|
|
|
|
Muncurlu
|
1.297
|
651
|
646
|
|
|
|
Muradiyemengencik
|
574
|
295
|
279
|
|
|
|
Musababa
|
811
|
394
|
417
|
|
|
|
Otluoğlu
|
1.018
|
524
|
494
|
|
|
|
Ovapınar
|
184
|
89
|
95
|
|
|
|
Ozanlar
|
594
|
310
|
284
|
|
|
|
Paşakonağı
|
186
|
100
|
86
|
|
|
|
Paşaormanı
|
567
|
265
|
302
|
|
|
|
Pınarlar
|
287
|
139
|
148
|
|
|
|
Samandere
|
340
|
182
|
158
|
|
|
|
Sinirci
|
551
|
274
|
277
|
|
|
|
Soğukpınar
|
663
|
351
|
312
|
|
|
|
Taşköprü
|
600
|
288
|
312
|
|
|
|
Turaplar
|
420
|
210
|
210
|
|
|
|
Uğur
|
575
|
275
|
300
|
|
|
|
Üçyol
|
917
|
452
|
465
|
|
|
|
Yayakbaşı
|
378
|
184
|
194
|
|
|
|
Yenikaraköy
|
455
|
235
|
220
|
|
|
|
Yenitaşköprü
|
2.049
|
1.020
|
1.029
|
|
|
|
Yeşilçam
|
530
|
271
|
259
|
|
|
|
Yeşilçimen
|
237
|
124
|
113
|
|
|
|
Özyanık
|
210
|
105
|
105
|
|
|
|
Şaziye
|
888
|
433
|
455
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
47.845
|
24.108
|
23.737
|
DÜZCE
|
|
Konuralp
|
Konuralp
|
5.849
|
2.852
|
2.997
|
|
|
|
Akyazı
|
457
|
221
|
236
|
|
|
|
Aybaşı
|
230
|
118
|
112
|
|
|
|
Aynalı
|
412
|
192
|
220
|
|
|
|
Boğaziçi
|
2.895
|
1.460
|
1.435
|
|
|
|
Çamlısu
|
198
|
111
|
87
|
|
|
|
Düverdüzü
|
458
|
236
|
222
|
|
|
|
Düzköy
|
791
|
394
|
397
|
|
|
|
Eminaçma
|
281
|
143
|
138
|
|
|
|
Erdemli
|
87
|
38
|
49
|
|
|
|
Güldere
|
181
|
93
|
88
|
|
|
|
Hatipliketenciler
|
556
|
279
|
277
|
|
|
|
Kabalak
|
967
|
491
|
476
|
|
|
|
Kadıoğlu
|
416
|
213
|
203
|
|
|
|
Kemerkasım
|
634
|
344
|
290
|
|
|
|
Kozluk
|
165
|
83
|
82
|
|
|
|
Kurtsuyu
|
556
|
274
|
282
|
|
|
|
Nasırlı
|
613
|
311
|
302
|
|
|
|
Osmanca
|
342
|
173
|
169
|
|
|
|
Suncuk
|
383
|
192
|
191
|
|
|
|
Yayla
|
529
|
283
|
246
|
|
|
|
Yeniaynalı
|
569
|
294
|
275
|
|
|
|
Yörük
|
849
|
478
|
371
|
|
|
|
Sancakdere
|
131
|
66
|
65
|
|
|
|
Nuhlar
|
276
|
135
|
141
|
|
|
|
Yaka
|
581
|
300
|
281
|
|
|
|
Kaymakçı
|
353
|
167
|
186
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
19.759
|
9.941
|
9.818
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
192.844
|
96.696
|
96.148
|
DÜZCE
|
Yığılca
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
3.141
|
1.605
|
1.536
|
|
|
|
Akçaören
|
300
|
156
|
144
|
|
|
|
Aksaklar
|
1.166
|
561
|
605
|
|
|
|
Asar
|
261
|
133
|
128
|
|
|
|
Aydınyayla
|
285
|
143
|
142
|
|
|
|
Bekirler
|
598
|
312
|
286
|
|
|
|
Çamlı
|
844
|
439
|
405
|
|
|
|
Çiftlikköy
|
134
|
63
|
71
|
|
|
|
Çukurören
|
415
|
208
|
207
|
|
|
|
Dibektaş
|
397
|
196
|
201
|
|
|
|
Doğanlar
|
303
|
148
|
155
|
|
|
|
Dutlar
|
383
|
196
|
187
|
|
|
|
Gaziler
|
122
|
60
|
62
|
|
|
|
Gelenöz
|
185
|
83
|
102
|
|
|
|
Geriş
|
361
|
181
|
180
|
|
|
|
Gökçeağaç
|
725
|
371
|
354
|
|
|
|
Güney
|
284
|
141
|
143
|
|
|
|
Hacılar
|
526
|
284
|
242
|
|
|
|
Hacıyeri
|
533
|
266
|
267
|
|
|
|
Hebeler
|
422
|
215
|
207
|
|
|
|
Hocaköy
|
409
|
193
|
216
|
|
|
|
Hocatman
|
318
|
176
|
142
|
|
|
|
Hoşafoğlu
|
405
|
201
|
204
|
|
|
|
İğneler
|
303
|
142
|
161
|
|
|
|
Karakaş
|
350
|
174
|
176
|
|
|
|
Kırık
|
1.001
|
505
|
496
|
|
|
|
Kocaoğlu
|
354
|
175
|
179
|
|
|
|
Köseler
|
181
|
94
|
87
|
|
|
|
Mengen
|
118
|
57
|
61
|
|
|
|
Naşlar
|
382
|
193
|
189
|
|
|
|
Orhangazi
|
123
|
61
|
62
|
|
|
|
Redifler
|
620
|
314
|
306
|
|
|
|
Sarıkaya
|
450
|
213
|
237
|
|
|
|
Tıraşlar
|
395
|
208
|
187
|
|
|
|
Tuğrul
|
133
|
72
|
61
|
|
|
|
Yağcılar
|
394
|
208
|
186
|
|
|
|
Yaylatepe
|
77
|
39
|
38
|
|
|
|
Yeniyer
|
279
|
146
|
133
|
|
|
|
Yılgı
|
364
|
200
|
164
|
|
|
|
Yoğunpelit
|
461
|
221
|
240
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
15.361
|
7.748
|
7.613
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
18.502
|
9.353
|
9.149
|
DÜZCE
|
Cumayeri
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
7.824
|
3.917
|
3.907
|
|
|
|
Akpınar
|
161
|
77
|
84
|
|
|
|
Avlayan
|
626
|
305
|
321
|
|
|
|
Büyükmelen
|
89
|
49
|
40
|
|
|
|
Çamlıpınar
|
121
|
60
|
61
|
|
|
|
Dokuzdeğirmen
|
397
|
202
|
195
|
|
|
|
Esentepe
|
108
|
49
|
59
|
|
|
|
Hamascık
|
344
|
177
|
167
|
|
|
|
Harmankaya
|
102
|
60
|
42
|
|
|
|
Iğdır
|
200
|
104
|
96
|
|
|
|
Kızılüzüm
|
189
|
94
|
95
|
|
|
|
Mısırlık
|
298
|
153
|
145
|
|
|
|
Ordulukaradere
|
273
|
132
|
141
|
|
|
|
Ören
|
514
|
255
|
259
|
|
|
|
Sırtpınar
|
137
|
73
|
64
|
|
|
|
Subaşı
|
208
|
100
|
108
|
|
|
|
Taşlık
|
132
|
68
|
64
|
|
|
|
Üvezbeli
|
151
|
79
|
72
|
|
|
|
Yenitepe
|
201
|
104
|
97
|
|
|
|
Yeşiltepe
|
99
|
47
|
52
|
|
|
|
Yukarıavlayan
|
477
|
247
|
230
|
|
|
|
Çelikdere
|
143
|
75
|
68
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
4.970
|
2.510
|
2.460
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
12.794
|
6.427
|
6.367
|
DÜZCE
|
Gölyaka
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
8.793
|
4.370
|
4.423
|
|
|
|
Açma
|
750
|
369
|
381
|
|
|
|
Aksu
|
314
|
162
|
152
|
|
|
|
Bakacak
|
698
|
345
|
353
|
|
|
|
Çamlıbel
|
419
|
215
|
204
|
|
|
|
Çayköy
|
226
|
112
|
114
|
|
|
|
Değirmentepe
|
367
|
178
|
189
|
|
|
|
Bekiroğlu
|
311
|
158
|
153
|
|
|
|
Güzeldere
|
379
|
199
|
180
|
|
|
|
Hacısüleymanbe y
|
295
|
144
|
151
|
|
|
|
Hacıyakup
|
1.605
|
785
|
820
|
|
|
|
Hamamüstü
|
628
|
316
|
312
|
|
|
|
İçmeler
|
859
|
431
|
428
|
|
|
|
Kemeryanı
|
630
|
302
|
328
|
|
|
|
Muhapdede
|
144
|
77
|
67
|
|
|
|
Saçmalıpınar
|
1.308
|
676
|
632
|
|
|
|
Sarıdere
|
507
|
250
|
257
|
|
|
|
Taşlık
|
277
|
138
|
139
|
|
|
|
Yazlık
|
343
|
181
|
162
|
|
|
|
Yeşilova
|
301
|
147
|
154
|
|
|
|
Yunusefendi
|
761
|
370
|
391
|
|
|
|
Zekeriyaköy
|
457
|
249
|
208
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
11.579
|
5.804
|
5.775
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
20.372
|
10.174
|
10.198
|
DÜZCE
|
Çilimli
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
6.348
|
3.161
|
3.187
|
|
|
|
Alacamescit
|
545
|
276
|
269
|
|
|
|
Bıçkıbaşı
|
240
|
129
|
111
|
|
|
|
Çalılık
|
280
|
146
|
134
|
|
|
|
Dikmeli
|
819
|
403
|
416
|
|
|
|
Döngelli
|
616
|
319
|
297
|
|
|
|
Esenli
|
748
|
385
|
363
|
|
|
|
Hızardere
|
195
|
96
|
99
|
|
|
|
İshaklar
|
532
|
283
|
249
|
|
|
|
Kafyayla
|
187
|
88
|
99
|
|
|
|
Karaçörtlen
|
420
|
216
|
204
|
|
|
|
Kırkharman
|
555
|
271
|
284
|
|
|
|
Kiraztarla
|
282
|
137
|
145
|
|
|
|
Kuşoğlu
|
301
|
150
|
151
|
|
|
|
Pırpır
|
1.462
|
718
|
744
|
|
|
|
Sarımeşe
|
609
|
307
|
302
|
|
|
|
Söğütlü
|
244
|
120
|
124
|
|
|
|
Tepeköy
|
390
|
198
|
192
|
|
|
|
Yeniköy
|
305
|
154
|
151
|
|
|
|
Yenivakıf
|
1.029
|
526
|
503
|
|
|
|
Yukarıkaraköy
|
501
|
238
|
263
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
10.260
|
5.160
|
5.100
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
16.608
|
8.321
|
8.287
|
DÜZCE
|
Gümüşova
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
6.483
|
3.219
|
3.264
|
|
|
|
Adaköy
|
334
|
164
|
170
|
|
|
|
Ardıçdibi
|
276
|
132
|
144
|
|
|
|
Çaybükü
|
568
|
280
|
288
|
|
|
|
Dededüzü
|
436
|
206
|
230
|
|
|
|
Dereköy
|
283
|
152
|
131
|
|
|
|
Elmacık
|
699
|
329
|
370
|
|
|
|
Hacıkadirler
|
733
|
364
|
369
|
|
|
|
Halilbey
|
177
|
96
|
81
|
|
|
|
Kahveleryanı
|
343
|
172
|
171
|
|
|
|
Kıyıköy
|
814
|
427
|
387
|
|
|
|
Pazarcık
|
379
|
211
|
168
|
|
|
|
Selamlar
|
814
|
385
|
429
|
|
|
|
Soğuksu
|
119
|
61
|
58
|
|
|
|
Sultaniye
|
312
|
144
|
168
|
|
|
|
Yakabaşı
|
774
|
377
|
397
|
|
|
|
Yeşilyayla
|
477
|
250
|
227
|
|
|
|
Yıldıztepe
|
577
|
303
|
274
|
|
|
|
Yongalık
|
292
|
143
|
149
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
8.407
|
4.196
|
4.211
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
14.890
|
7.415
|
7.475
|
DÜZCE
|
Kaynaşlı
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehir
|
9.418
|
4.671
|
4.747
|
|
|
|
Altunköy
|
98
|
43
|
55
|
|
|
|
Bıçkıyanı
|
402
|
216
|
186
|
|
|
|
Çakırsayvan
|
178
|
90
|
88
|
|
|
|
Çamlıca
|
103
|
50
|
53
|
|
|
|
Çamoluk
|
266
|
134
|
132
|
|
|
|
Çatalçam
|
269
|
132
|
137
|
|
|
|
Darıyeribakacak
|
384
|
192
|
192
|
|
|
|
Darıyerihasanbe y
|
1.790
|
878
|
912
|
|
|
|
Darıyerimengenc ik
|
843
|
422
|
421
|
|
|
|
Darıyeriyürükler
|
648
|
328
|
320
|
|
|
|
Dipsizgöl
|
800
|
383
|
417
|
|
|
|
Fındıklı
|
376
|
183
|
193
|
|
|
|
Hacıazizler
|
68
|
34
|
34
|
|
|
|
Muratbey
|
104
|
49
|
55
|
|
|
|
Sarıçökek
|
856
|
414
|
442
|
|
|
|
Sazköy
|
136
|
67
|
69
|
|
|
|
Tavak
|
397
|
207
|
190
|
|
|
|
Üçköprü
|
2.474
|
1.227
|
1.247
|
|
|
|
Yeniyurt
|
447
|
229
|
218
|
|
|
|
Yeşiltepe
|
735
|
372
|
363
|
|
|
|
Bucak toplamı
|
11.374
|
5.650
|
5.724
|
|
|
|
İlçe toplamı
|
20.792
|
10.321
|
10.471
|
|
|
Belde/Köy
|
|
Toplam
|
Erkek
|
Kadın
|
|
|
İl toplamı
|
|
335.156
|
167.696
|
167.460
|
2009 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI
2011 yılı TÜİK nüfus verileri :Yukarıda da görüldüğü üzere Düzce ilinin şehir nüfusunun köy nüfusuna göre fazla olduğu görülmektedir. Toplam nüfusun % 42,59’ u köyde yaşamakta % 57,41’i ise şehirde yaşamaktadır. Tarımsal yapıda ilçelerin ağırlığı, köy nüfusunun büyüklüğü ile bir ilgileşim içindedir. Ya da bir başka değişle, tarımsal gelirin önemli bir kısmını sağlayan ilçelerde köy nüfusu daha büyük bir oran teşkil etmektedir.
İdari Yapı : İlimiz 2.567 km2’lik yüzölçümü içerisinde, 8 İlçe (merkez ilçe dâhil), 3 Belde, 11 Belediye ve 280 köy barındırmaktadır. İl genelindeki mahalle sayısı 112’dir.
KAYNAK: : Düzce Belediyesi int .sit. Bolu tarihi, M.Z.Konropa Bolu tarihi kıtabından s.637 Bolu 1964, Akçakoca köyleri İbrahim Tuzcu 2010 Kıt..Yerel net, Düzce81.com., Derleyen: İbrahim Tuzcu
GÖÇ’LER VE DÜZCE NÜFUSU
X1X.yy ın ikinci yarısından XV111 .yy başlarına kadar uzayan göçler, Çarlık Rusya sı güçlendikçe,başta Kırım olmak üzere Kafkasya, Küzey İran ve Asya daki Rus olmayan etnik guruplara baskı yapmaya başladı,bu baskı politikası, Çekezistan ın Kırım hanlığı ın bir bölgesi sayılması, Kırım’ında Osmanlı imparatorluğuna bağlı olması nedeniyle Rusya ile Osmanlı yönetiminin çatışmasına yol açtı. Uzun savaşlardan sonra 1774 Küçük Kaynarca antlaşması ile Kırım hanlığı, önce bağımsız bölge olup sonradan tamamen Rusya nın egemenliği altına girince, henüz Osmanlı toprağı sayılmakla birlikte, Çekezistan üstündeki baskı artı. Osmanlı giderek gücünü yitirmesi, kendi iç sorunlarıyla uğraşması ve coğrafi uzaklık gibi nedenler, Çerkezler i kendi başlarına çaresiz bakmaya itti ve İngiltere nin yardımı ile 1837 de bağımsızlıklarını ilan ettiler. Şeyh Şamil önderlik ettiği bu hareket onun 1859 daki yenilgisiyle son bulunca özellikle 1854-1856 Kırım savaşı yla birlikte, Kafkasya dan göçler yoğunluk kazandı, Çarlık Rusyası, Şehy Şamil in yenilgisinden sonra Kafkasyada Rus olmayan bütün etnik gurupları bölgede yaşamalarına izin vermedi yada başka yerlere iskana yada Türkiye ye göçe zorladı. 1855-1863 arasındaki ilk göç dalgasıiKafkasya dan Anadolu ve Rumeli ye gelen göçmen sayısı 311.330 u buldu. Çoğunluğu gemilerle gelen göçmenler Samsun, İstanbul, Varna, Köstence gibi limanlara çıktı imparataorluğun çeşitli bölgelerine dağıtıldı,Osmanlı yönetimi 1860 ta kurduğu komisyon ,göçmenlerin iskanı ile uğraştı. 1853 te Çerkezistan daki son direnişin de kırılması, Kafkasya dan göçler büyük ölçüde çoğaldı. 1864 te 283.00 kişi,1865 de Toman dan 27.337, Anapa dan 16.433, Novoroziko dan 61. 995, Torosba dan 63.449, Kunan dan ve Soçi den 64.754, Hosti den 20.731 kişi Osmanlı topraklarına göç ettiler büyük bölümü Amasya, Tokat, Sivas, Çankırı, Adapazarı, Koceli, Bursa, Aydın, İçel ve Adana ye yerleştirildi, Doğudan gelenler ise Anadolu da kaldı ,bir bölümü de Suriye ve Ürdüne gönderildi, Rumeli ye gelenler ise Edirne, İslimiye, Vidin, Niş, Sofya, Berkofça, Lofça, Niğbolu dur. Yine 1877 de Osmanlı –Rus savaşında ikinci büyük göç başlamıştır,bu göçte Doğu Karadeniz ve lazistan bölgelerinden 300.000 kişi Türkiye ye göç etmiştir. 1911-1912 Balkan savaşları ertesinde daha önce Rumeliye yerleştirilen Kafkas göçmenleri bu kez de Rumeli den Anadolu ya yerleştirilmeleri istendi akın akın Anadoluya bu göçler yapıldı çoğu Marmara bölgesinde nufusun yoğunlaşmasına yol açtı, özellikle Bolu ve yöresinde iskan edilen Kafkas göçmenleri bu dönemde gelmişlerdir.
Büyük göç hareketlerinin başlatan Osmanlı-Rus savaşları (1877 - 1878) sırasında Anadolu'ya Abaza, Çerkez, Gürcü, Laz, Boşnak, Arnavut, Tatar, Kürt, Makedon ve Rumeli göçmenleri gelmişlerdir. Göçmenlerden bir kısmı Bolu İline, durumları iyi olmayan Kırım, Kafkasya ve Rumeli göçmenleri ise Düzce Ovası ve Akçakoca çevresinde çoğunlukla orman açmalarına yerleştirilmiştir. 1830 ve 1864 yıllarındaki göçlerden sonraki bu büyük göçler, Abdülaziz döneminden II.Abdülhamit dönemine kadar sürmüştür1924 ve 1940 lardaki göçlerden sonra 1946 ve 1952 yıllarında Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan'dan gelenler olmuştur.Doğu Anadolu'dan gelen Ermenilerin de Düzce, Adapazarı ve İzmit'e yerleşmesiyle Düzce Ovasında etnik çeşitlilik artmıştır. Bu dönemde bir nahiye ve 133 köyü ile Düzce nüfusu 34861'dir. yılları arasında İsmail Kemal Beyin çalışmaları ile Düzce'ye yeni bir kasaba kimliği kazandırılmış, Cedidiye, Şerefiye, Nusretiye ve İcadiye gibi yeni mahalleler oluşturulmuştur. Türkiye genelinde en kalabalık yaş grubu 15-19 yaş grubu olduğu halde, Düzce’de en kalabalık grup 20-24 yaş grubu olduğu halde, Düzce’de en kalabalık grup 20-24 yaş grubuna kaymaktadır. Diğer taraftan bu görünüm kent merkezi, ilçe merkezleri ve köyler için çok büyük farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıkların nedeni, özellikle kent merkezi ve ilçe merkezlerinin nüfus hareketliliğine çok açık oluşudur. Nüfusun bu hareketliliğine 12 Kasım depreminin de katkı yaptığı söylenebilir. Nüfus hareketlerindeki bu kararsızlık Düzce köylerinde daha azdır.
Büyük göç hareketlerinin başlatan Osmanlı-Rus savaşları (1877 - 1878) sırasında Anadolu'ya Abaza, Çerkez, Gürcü, Laz, Boşnak, Arnavut, Tatar, Kürt, Makedon ve Rumeli göçmenleri gelmişlerdir. Göçmenlerden bir kısmı Bolu İline, durumları iyi olmayan Kırım, Kafkasya ve Rumeli göçmenleri ise Düzce Ovası ve Akçakoca çevresinde çoğunlukla orman açmalarına yerleştirilmiştir. 1830 ve 1864 yıllarındaki göçlerden sonraki bu büyük göçler, Abdülaziz döneminden II.Abdülhamit dönemine kadar sürmüştür1924 ve 1940 lardaki göçlerden sonra 1946 ve 1952 yıllarında Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan'dan gelenler olmuştur.Doğu Anadolu'dan gelen Ermenilerin de Düzce, Adapazarı ve İzmit'e yerleşmesiyle Düzce Ovasında etnik çeşitlilik artmıştır. Bu dönemde bir nahiye ve 133 köyü ile Düzce nüfusu 34861'dir. yılları arasında İsmail Kemal Beyin çalışmaları ile Düzce'ye yeni bir kasaba kimliği kazandırılmış, Cedidiye, Şerefiye, Nusretiye ve İcadiye gibi yeni mahalleler oluşturulmuştur. Türkiye genelinde en kalabalık yaş grubu 15-19 yaş grubu olduğu halde, Düzce’de en kalabalık grup 20-24 yaş grubu olduğu halde, Düzce’de en kalabalık grup 20-24 yaş grubuna kaymaktadır. Diğer taraftan bu görünüm kent merkezi, ilçe merkezleri ve köyler için çok büyük farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıkların nedeni, özellikle kent merkezi ve ilçe merkezlerinin nüfus hareketliliğine çok açık oluşudur. Nüfusun bu hareketliliğine 12 Kasım depreminin de katkı yaptığı söylenebilir. Nüfus hareketlerindeki bu kararsızlık Düzce köylerinde daha azdır.
Düzce genelinde hanelerin yüzde 25,7’si 4 kişilik haneler, yüzde 67,6’sı da 4 veya daha az üyeli hanelerdir. Kent merkezinde 5 kişilik hanelerin payı yüzde 37’ye çıkmaktadır. Köylerde en yaygın aile büyüklüğü tipi 5-6 kişilik ailelerdir (yüzde 29,8). Diğer taraftan, Düzce genelinde 7 ve daha fazla üyeli ailelerin payı yüzde 12,9 iken, bu pay ilçe merkezlerinde yüzde 8,2’ye, kent merkezinde yüzde 5,4’e düşmekte, köylerde ise yüzde 19,8’e kadar çıkmaktadır. Büyüklük olarak Düzce köyleri geleneksel yapıyı korumaktadır.Benzer şekilde, Düzce kent merkezi ortalama yaşı, Düzce köyleri ortalama yaşından 0,039 anlamlılık düzeyinde düşüktür. Düzce’de de köylerde yaşlı nüfus yaşamakta, genç nüfus başka yerlere göçmektedir. 1998’e göre hane halkı büyüklükleri Türkiye geneli için 4,3’tür. Düzce araştırmasında hane büyüklüğü ortalama 4,33 kişi olarak bulunmuştur.
Düzce’nin demografik yapısı ile ilgili gösterge değerleri için beklenti, İlimizin coğrafi konumuna uygun olarak, ülkemizin gelişmiş bölgesi olan Batı Anadolu değerlerine yakın olmasıdır. 12 Kasım 1999 depremi Düzce’yi derinden sarsmıştır. Çok yüksek sosyal ve demografik hareketliliği olan İlimizin sosyal ve demografik yapısı yeni bir dengeye kavuşmak üzere hareketliliğini sürdürmektedir. Düzce’nin nüfus artış hızı yılları arasında Türkiye nüfus artış hızına çok yakındır. 1935 yılından sonraki Genel Nüfus sayımı yıllarında Düzce nüfus artış hızı hep Türkiye Nüfus artış hızının altında kalmıştır. Özellikle 1960’dan sonra dönemi dışında, nüfus artış hızında ciddi bir yavaşlama izlenmektedir. Düzce nüfusunun yarısı köylerde yaşamaktadır. Geri kalan yarısı da, yine birbirine yakın miktarlarda il merkezi ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadırlar. Yerleşim yerlerinde nüfusun dağılımı cinsiyete göre farklılık göstermemektedir. İl nüfusunun kent merkezinde yığılma eğiliminde olması nüfusun kır-kent dağılımının giderek bozulması riskini taşımaktadır. Kırsal alandan kentlere doğru bir akım vardır. Kırsal alanın boşalmasına, kentlerinde üretici olmayan bir kalabalıkla dolmasına neden olabilir. Bunun sonucu olarak, kentler plansız büyüme sürecine girerek uygur bir kent olmaktan çok, uygar hizmetlerin verilemediği çok kalabalık köylere dönüşür. Göç, Düzce İlinde durmamakta, Düzce dışına da taşmaktadır. Genelde Düzce’ye dışardan gelenlerin Düzce’yi atlama tahtası gibi kullandıkları söylenebilir.Yaş bağımlılık oranı büyük bir genç, üretici insan kaynağının varlığını göstermektedir. Toplam doğurganlık hızı, çok az olmakla beraber, Türkiye değerlerinin üzerindedir. Özellikle, yaşa özel doğurganlık hızları, genç nüfusun doğurganlık hızının son yıllarda artış eğilimine girdiğini göstermektedir. Kadınların ideal çocuk ortalaması, gerçekleştiği taktirde, nüfus artış hızını sabit veya sıfıra yakın tutacak düzeydedir. Düzce’de kadınların aile planlaması yöntemleri konusunda bilgi düzeyleri çok yüksektir. Özellikle modern ve etkili yöntem kullanımı Türkiye’dekinden daha yaygındır. Hem bebek ölümleri, hem de yetişkin ölümleri çok düşük düzeydedir. Doğuşta beklenen ömür süresi çok uzundur.
DÜZCE ALDIĞI VE VERDİĞİ GÖÇ
2008-2009 Verilerine göre verdiği göç 9.046,aldığı göç 11.752 dir
TÜRKİYE GENELİNDE YAŞIYAN DÜZCE’LİLER
Adana 190, Adıyaman11, Afyonkarahisar 132, Ağrı 112,Amasya 209, Ankara 6775, Antalya 2133, Artvin, 61, Aydın 403, Balıkesir 705, Bilecik 565, Bingöl 41, Bitlis 51, Bolu 7984, Burdur 190, Bursa 2914, Çanakkale 356, Çankırı 99, Çorum 60, Denizli 176, Diyarbakır 106, Edirne 269, Elazığ 51, Erzincan 119, Erzurum 160, Eskişehir 706, Gaziantep, 133, Giresun 146, Gümüşhane 35, Hakkari 80, Hatay 456, Isparta 354, İstanbul 44938, İzmir 2794, Mersin 332, Kars 58, Kastamonu 280, Kayseri 306, Kırklareli 309, Kırşehir 33, Kocaeli 18664, Konya 393, Kütahya 307, Malatya 94, Manisa 622, Kahramanmaraş 76, Mardin 104, Muğla 1122, Muş 21, Nevşehir 65, Nigde 36, Ordu 159, Rize 105, Sakarya 13053, Samsun 558, Siirt 48,Sinop 73, Sivas 197, Tekirdağ 1640, Tokat 124, Trabzon 383, Tunceli 39, Şanlıurfa 95, Uşak 87, Van 84,Yozgat 49, Zonguldak 5839, Aksaray 58, Bayburt 23, Karaman 34, Kırıkkale 91, Batman 51, Şırnak 83, Bartın 261, Ardahan 41, Iğdır 26, Yalova 675, Kilis 16, Osmaniye 51,
KAYNAK: Tuik.gov.tr adnks-2008-2009 nufus sayımı, Derleyen:İbrahim Tuzcu
NÜFUSU EN FAZLA OLAN İLÇELER
Akçakoca, Kaynaşlı, Gölyaka
NÜFÜSU EN AZ OLAN İLÇELER
Çilimli, Gümüşova, Cumayeri
NÜFUS ARTIŞI EN FAZLA OLAN İLÇELER
Merkez (%24.92), Çilimli (%6.06), Cumayeri(%-2.11)
NÜFUS ARTIŞI EN DÜŞÜK İLÇELER
Akçakoca(%-14.50), Yığılca(%-48.67), Gümüşova(%-10.06)
DÜZCE BAŞKA İLLERDEN EN FAZLA ALDIĞI GÖÇ
İstanbul(2944), Sakarya(1001), Kocaeli(954), Zonguldak(769), Ankara(664), Kırşehir(17), Erzincan(12), Karaman(10), Tunceli(8), Kilis(4)
DÜZCE BAŞKA İLLERE EN FAZLA VERDİĞİ GÖÇ
İstanbul(2821), Kocaeli(1174), Sakarya(1080), Ankara(731), Bolu(714), Bayburt(11), Karaman(11), Tunceli(11), Iğdır(8), Bingöl(5), Kilis(2), Ardahan(5)
DÜZCE İL VE İLÇELERİN ALDIĞI VERDİĞİ GÖÇ ORANLARI
İl ve ilçe Aldığı göç Verdiği göç
Merkez 13661 9750
Akçakoca 2506 2968
Cumayeri 715 975
Çilimli 867 813
Gölyaka 1275 1320
Gümüşova 714 832
Kaynaşlı 918 1147
Yığılca 1369 1514
KAYNAK: Tuik.gov.tr adnks-2008-2009 nufus sayımı,Derleyen:İbrahim Tuzcu
DÜZCE’ DE KURTULUŞ SAVAŞI ÖNCESİNDE NÜFUSU
Düzce’ de Kurtuluş savaşından önce 137 köy, 6618 hane, 36.088 nufüsu vardır.
DÜZCE’ DE KURTULUŞ SAVAŞINDA ŞEHİT OLANLAR
DÜZCE= 305, AKÇAKOCA= 34, KAYNAŞLI= 12, KONURALP=13, GÖLYAKA= 8, ÇİLİMLİ= 5, CUMAYERİ= 8, BEYKÖY= 1, YIĞILCA= 5 Adet şehit vermiştir.
NOT: Bununla ilgili ayrıntılar (KURTULUŞ SAVAŞINDA DÜZCE) İbrahim Tuzcu nun derlediği kıtapta bulabilirsınız
KAYNAK: Geltag net, Akçakoca köyleri İbrahim Tuzcu 2010 kıt. Derleyen :İbrahim Tuzcu
İLK DÜZCE’LİLER KİMDİR
Tarihler’deki kayıtlar Düzce’ nin ilk yerlilerinin ABDALLAR olduğunu yazmaktadırlar,bunlar GAYSEL ABDALLARI adı ile bilinmektedir, gizli bir dilleri olduğu söylenmektedir, orta asya kökenli olduklarına dair bilgiler vardır, nitekim ki orta asya Türkleri arasında ABDOTİL denen bir dilin konuşulduğu görülmektedir. Araştırmacılar iki dilin aynı kökten geldiğni ortaya koymaktadır. Bazı sözcükleri vermek gerekirse şöyledir. Ales: Geldi-An: Getirdi-Asala:Gülüyor-Asgar: Güldü-Asdar: Tut-Baş:Otur-Bıkın:At-Cino:Adam-Çavo: Erkek çocuk-Çav: Kız çocuğu-Garav:Sakla-Lova: Para-Manoş: Jandarma-Maru: Ölmek-Nngav:Vur-Pi: İşKanili: Çirkin-Ker:Ev-Rovala:Ağlamak-Yaguli:Tüfek gibi
Daha sonra bölgeye Mardin Arapları bu bölgeye gelip Düzce ‘nin kurulmasında çok büyük emekleri olmuştur, yine daha sonrada,1870 yılında ilçeye Çerkez ve Abazaların yanı sıra Karadeniz’den gelen göçler ile kültürel önemli değişiklikler getirmiştir, Düzce ili son zamanlarda sanayi bölgesi olması buraya çok göç gelmesi ilin nüfusunu artırmıştır.
DÜZCE’DEKİ ABDALLAR
Bakacak, Çilimli, Cumayeri bunlar Çingane değildir çalgıcı değillerdir.
KAYNAK: Bolu tarihi, Damla Gazetesi Düzce Lütfü Şimşek Kıt. Derleyen:İbrahim Tuzcu
DÜZCE’ DEKİ AYANLAR
Ayan’ın sözlüklerde “Bir yerin ileri gelenleri, bir kasaba ya da şehrin önde gelen aileleri ve kişileri” olarak tanımlanıyor.18. yy.a girerken Osmanlı Devleti’nin merkezi otoritesinin zayıflaması ve buna bağlı olarak askeri teşkilatın da bozulması sonucunda devlet, vergi toplama işini seçtiği yerel halktan kişilere devretmiş, bu idari tercih de Ayanların sahneye çıkmasına neden olmuş. Yerli halk arasından veya dışarıdan gelip halka söz geçirebilecek durumdaki kimselerden meydana gelen Ayanlar zamanla güçlenerek, nüfuz sahibi kişiler haline gelmişler. Osmanlı, Yeniçeri ve tımar sisteminin bozulması nedeniyle ihtiyacı olan askeri gücü oluşturamayınca, bu kez de Ayanların nüfuzundan faydalanmayı tercih etmiş. 1768–1774 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Osmanlı devleti, kaza merkezlerinde idareyi ele geçirmiş olan Ayanlara başvurarak para ve asker desteği almış. Devletin giderek güçsüzleşmesi sonucunda, Ayanlar üzerindeki hükümet kontrolü kalkmış ve taşrada idareye tamamen Ayanlar hâkim olmuşlar.III. Selim ve II. Mahmud devrinde etkinlikleri görülen önemli Ayanlar arasında Kolçakpaşazade Hacı Bey, Çorazoğlu Halil Ağa, Emir Haliloğulları, Ramazanzadeler, Velioğulları, Kalınbacakoğulları, İsmail ve Hasan Beyoğulları, Küçük Haliloğlu, Hendekçioğulları, Topçuzadeler, Sarhoş Osman, Paşabeyzade Abdullah, Ali Molla, Çalıkzade, Haydudoğlu, Tölemenoğlu sayılabilir. Bolu, Üskübü, Akçaşehir, Gökçesu, Ereğli ve Gerede Ayanları uzun zaman kendilerinden söz ettirmişler, ancak bunların çoğu Hüsrev Paşa`nın yöneticiliği sırasında ortadan kaldırılmışlar.tıdır
KAYNAK:Düzce Esnaf ve Sanatkarlar int.sit Derleyen: İbrahim Tuzcu
DÜZCE İLİ ‘NDE BULUNAN KÖY DAĞILIMLARI
KÖYLER MAHALLELER
MERKEZ : 84 38
AKÇAKOCA : 43 8
CUMAYERİ : 21 5
ÇİLİMLİ : 20 7
GÖLYAKA : 21 10
GÜMÜŞOVA : 18 6
KAYNAŞLI : 20 7
YIĞILCA : 39 4
BEYKÖY : 7
BOĞAZİÇİ : 6
KONURALP :25 6
-------------------------------------------------------------------------
TOPLAM : 304 91
KAYNAK: Düzce belediyesi int .sit.Derleyen: İbrahim Tuzcu
DÜZCE YERLEŞİM BİRİMLERİ MERKEZ MAHALLE
Aziziye, Cedidiye, Hamidiye, Kiremitocağı, Bahçelievler, Yeşiltepe, Azmimilli, Cumhuriyet, Karaca, Nusrettin, Çamlıevler, Günlü, Beyciler, Çay, Hacımusa, Şerefiye, Demetevler, Derelitütüncü, Burhaniye, Fatih, Körpeşler, Uzunmustafa, Esentepe, Aydınpınar, Camıkebir, Feziçakmak, Kültür, Yenimahalle, Güzelbahçe, Beyciler, Şıralık, Darıcı, Sarayyeri, Arapçiftliği, Çamköy, Ağaköy, Karacamusa
KÖYLER
Asar, Beslambey, Develi, Gölormanı, Hacıahmetler, İstilli, Kazukoğlu, Köp.Ömerefendi, Küçükmehmetler, Nalbantoğlu, Paşakonağı, Üçyol, Yeşilçam, Akbıyıklar, Çınardüzü, Dedeler, Doğanlı, Eskimengencik, Gümüşpınar, Hacıaliler, Kaledibi, Kızılcık, Kuşaçması, Mamure, Ozanlar, Paşaormanı, Sinirci, Taşköprü, Çerkeztaşköprü, Yahyalar, Yeşilçimen, Aktarla, Bahçeköy, Büyükaçma, Çınarlı, Değirmenbaşı, Duraklar, Fevziye, Günbaşı, Hasanlar, Karaçalı, Çalıcuma, Kirazlı, Kutlu, Muncurlu, Otluoğlu, Pınarlar, Soğukpınar, Tokuşlar, Yayakbaşı, Y.Yahyalar, Çavuşlar, Akpınar, Ballıca, ÇakırHalilibrahim, Çiftlık, Derdin, Esençam, Fındıklıaksu, Gündolması, Hocaoğlu, K.Hasanağa, Koçyazı, Kuyumcu Hacıali, Mur.Mengencik, Ovapınar, Sallar, Samandere, Turanlar, Y.Karaköy, İslahiye, Altınpınar, BataklıÇiftlık, Çakırlar, Dağdibi, Esenköy, Gökçe Güven, İhsanıye, Konaklı, Kavakbıçkı, KüçükAhmetler, Musababa, Özyanık, Sancaklar, Şaziye, Y.Taşköprü.
İLÇELERİN MERKEZ VE KÖYLERİ
|
|
GÖLYAKA
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
KAYNAK: Düzce Esnaf ve sanatkarlar odası Derleyen: İbrahim Tuzcu
DÜZCE’ DE YAŞAM BİÇİMİ
Düzce, yüzölçümü ve nüfusu bakımından küçük bir il olmasına karşın, değişik yaşam biçimlerini barındırır. İlin doğu ve güneyindeki ilçeler kültürel açıdan birbirine benzer. Akçakoca Düzce'ye göre oldukça büyük kültürel ayrılıklar göstermektedir. Akçakoca nüfusunun yarıdan çoğunu Doğu Karadeniz göçmenleri oluşturmaktadır. 1877'de başlayan göç, yakın zamanlara kadar sürmüştür. Bunlar gelenek, görenek, dil ve törelerini yerleştikleri yerlerde de korumuş ve sürdürmüşlerdir. Örneğin diğer ilçelerde pek az rastlanan "kan davası" Akçakoca yöresinde oldukça yaygındır.Düzce'nin başka bir özelliği de nüfusun bir bölümünün Çerkez, Abaza ve Gürcü’lerden oluşmasıdır. Bu topluluklar, gelenekleri ve töreleri bakımından bağımsız birer bütün oluşturmaktadır. Sıkı aile bağları, topluluk içi evlenmeleriyle geleneksel yapılarını korumuşlardır Göçmenler yerleştikleri çevreyi de kendi alışkanlıklarına göre biçimlendirmişlerdi. Hemşinköy, Vakfıkebir, Ordulu Dağı, Hemşinli Yeri gibi yer adları, Doğu Karadeniz kültürünün Akçakoca yöresindeki en belirgin izleridir.Göçmenlerin yöreye getirdikleri en köklü değişiklik ise ekonomik alanda gözlenmektedir. Geçmişte temel ekonomik etkinlik olan tahıl üretimi, göçmenlerin gelmesiyle birlikte yerini önce mısır, daha sonra fındık üretimine bırakmıştır. 1935′ten sonra giderek gelişen fındık üretimi, zamanla yörenin yaşam biçimini belirleyen tek öge durumuna gelmiştir. Tahıl, keten, kenevir ekim alanlarının fındık bahçelerine dönüşmesi, yörenin beslenme bakımından kendine yeterliğini ortadan kaldırdığı gibi, dokumacılığın da unutulmasına neden olmuştur. Sonuçta bazı köyler ekmeklerini bile kasabadaki fırınlardan almaya başlamışlardır. Bunun yanında fındıktan elde edilen gelirin diğer ürünlerden elde edilenden fazla olması ve fındık üretiminin çetin bir çalışmayı gerektirmemesi, yöre halkına oldukça yüksek bir yaşam düzeyi sağlamıştır.Bu zenginlik köylerin ilçe ve il merkeziyle olan ilişkilerini yoğunlaştırmış, kent yaşamına olan ilgiyi arttırmıştır. Ayrıca; Akçakoca’da turizm çevre köylerinin halkını pansiyonculuğa yöneltmiştir. Yabancılarla bu bağlamda kurulan toplumsal yaşamda önemli değişikliklere neden olmuş, birçok alışkanlık ve davranış biçiminin yerini yenileri almıştır.Son yıllardaki hızlı gelişme ve hızlı nüfus artışı, Düzce’nin önemini daha da arttırmıştır. Temel ekonomik etkinliğin endüstri bitkileri tarımına yönelmesi, köylerin dış pazarla ve Düzce ile olan ilişkilerini sıkılaştırmıştır. Buna bağlı olarak, geleneksel tarım toplumu yapısı gözle görülür bir çözülme sürecine girmiştir.
KAYNAK:Yurt ansk.il,il,dünü,bugünü,yarını ,cilt-2 -1980,Derleyen: İbrahim Tuzcu
DÜZCE’ NİN EN KALABALIK KÖYLERİ VE MAHALLERİ
KÖY:Yığılca-15.361 en çok kalabalık köy,Boğaziçi-2.895 en az kalabalık köy
MAHALLE:Akçakoca-23.378 en çok kalabalık ilçe,Yığılca-3.141 en az kalabalık ilçe konumundadır
KAYNAK:Derleyen,İbrahim Tuzcu
DÜZCE’ YE 18 Cİ VE 19 CU YÜZYILDA GÖÇ GELEN ETNİK GURUPLAR
18. ve 19. yy.da Düzce ayanların kontrolü altında yaşamıştır. Abdüllaziz ve Abdülmecit döneminde, Kafkasya'dan, Doğu Karadeniz'den, Doğu Anadolu'dan ve Rumeli'den gelen göçmenler Düzce'nin nüfusunun artmasında ve şehrin büyümesinde önemli rol oynamışlardır. Hükümet yeni gelenlere ücretsiz toprak sağlamıştır.
Düzce'ye göç eden Türkler; Çerkez, Abhaz, Laz, Gürcü, Ordulu, Hemşinli, Batumlu, Hopalı, Tatar, Boşnak, Arnavut ve Bulgaristanlı geldikleri yerlerin isimleri ile anılmışlardır.
KAYNAK:Yurt ansk.il,il,dünü,bugünü,yarını ,cilt-2-1980, Derleyen: İbrahim Tuzcu
GÖÇ’LER VE GÖÇENLER
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Dışardan Göç Edenler 18.yy sonu ve 19.yy başından itibaren Anadolu’ya dışardan göçenler, Türkçe konuşulan bölgelerden göç etmek zorunda kalanlar ile Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması sonucu yaşadıkları bölgelerden göç etmek zorunda bırakılanlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 1771 yılında Kırım’da yaşanan nüfusun Osmanlı yanlısı olan kesimi Rusların silahlı saldırısı nedeniyle topraklarını bırakarak Osmanlı yönetimi altındaki bölgelere göç etmek durumunda kalmışlardır. Bu olay Osmanlı İmparatorluğu’nun karşılaştığı ilk dış göç olgusudur. 1788-1792 Osmanlı - Rus - Avusturya Savaşları süresince ve sonrasında da, Osmanlı topraklarına Kırım, Kazan, Kafkasya ve Özi bölgelerinden kitleler halinde göçler başlamış ve göç edenlerin sayısı dörtyüzbin kişiye ulaşmıştır. (Oğuz Arı s.5)
Rusların Azerbaycan’ı da işgali üzerine göçler, İran üzerinden Anadolu’ya yönelmiş, Kuzey İran’ın işgali sonucu Kafkasya limanlarından yüzbinlerce insan Osmanlı Devleti tarafından temin edilen deniz araçları ile Trabzon, Samsun, Sinop ve Varna limanlarına getirilmişlerdir. Kafkasya’dan yapılan göçler yaklaşık yüzelli yıl boyunca sürmüştür. Kafkasya’dan gelenler arasında Türkler, Avarlar, Çeçenler ve Çerkezler vardır. Göçmenler değişik illere iskan edilmişlerdir ve hatta Halep’e, Ürdün’e kadar gönderilen göçmenlerin olduğuda ileri sürülmektedir. (Oğuz Arı s.5).
Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmaya başlaması ve 1806 - 1812 Türk- Rus savaşı sonucu Balkanlarda yaşayan Türklerin çoğu güneye doğru göç etmeye başlamışlardır. Sayılarının iki yüzbini bulduğu tahmin edilen göçmenler, başta İstanbul olmak üzere Rumeli’deki kent, kasaba ve köylere yerleşirken, bir bölümü de İstanbul yolu ile Anadolu’ya göçmüştür. Osmanlı Devleti bu göçmenlere iyi davranılması ve kolaylık gösterilmesi için Rumeli ve Anadolu’daki eyaletlere talimatlar göndermiş ise de göçenlerin düzenli şekilde yerleştirilmeleri sağlanamamıştır. (Özbay - Balpınar). 1820 yılında Mora Yarımadasında bağımsız bir Yunan Devleti’nin kurulması ile Osmanlı İmparatorluğu’na yapılan baskılar sonucu bu bölgede yaşayan Türkler 1830 tarihinden itibaren Anadolu’ya göç etmek durumunda kalmışlardır (Özbay Balpınar). 1854 - 1856 yıları arasında yapılan Kırım Savaşı’ndan sonra samsun Limanı yoluyla yaklaşık altıyüzbin göçmenin Anadolu’ya geldiği bilinmektedir.1905 - 1908 Rus Devrimi’nden sonra ise Kazan ve Azerbaycan’dan göçler başlamış, gelenler Amasya ve Kars illerinde yerleşmişlerdir. 1920 yılındaki Sosyalist Devriminden sonra ortadan kaldırılan Kafkas Cumhuriyeti’nden, Gürcistan’dan ve Ermenistan’dan çok sayıda aile Anadolu’ya göçederek, Muş ve Kars gibi genelde Doğu Anadolu illeri ile Konya ili civarına yerleşmişlerdir. (Oğuz Arı s.5). 1912 - 1913 Balkan Savaşı sırasında 1173.52, 1914 -1915 Birinci Dünya Savaşı sırasında da yaklaşık 120.556 göçmenin Anadolu’ya geldiği tahmin edilmektedir. Birinci Dünya Savaşına kadar Kafkasya’dan, Balkanlardan ve Ege adalarından Anadolu’ya gelen göçmenlerin sayısı bir milyonun üstündedir (Oğuz Arı s.5).
GÖÇMEN’LERİN YERLEŞTİRİLMESİ
Göçmenlerin yerleştirilmesi işlemleri Tanzimat Fermanı’nın ilanına kadar Bab-ı Ali’nin eyaletlere göçmenler geldikçe gönderilen fermanları doğrultusunda oluyor veya göçmenlerin başvuruları üzerine kendilerine para ve malzeme yardımı yapılıyordu. 1859 yılına kadar Şehramenetine bırakılan göçmenlerin yerleştirilmesi işleri, Kırım savaşı sonrası hızla artan göçler nedeni ile yoğunluk kazanmış ve şehramenetinin sorunun çözümünde yeterli olamayışı sonucu Devlet, sorun ile uğraşacak bir komisyon kurulmasına ilişkin yasa çıkartmak zorunda kalmıştır (Oğuz Arı s.7).
Yasa ile “İskanı-ı Muhacirin” adı altında kurulan ve göçmenlerin yerleştirilmesine ilişkin tüm işlemleri yürütmekle sorumlu olan komisyonun adı daha sonra “Muhacirin ve Aşair Müdiriyeti Umumiyesi” olarak değiştirilmiş ve bu kurum çalışmalarını Cumhuriyet’e kadar sürdürmüştür (OğuzArı s.7). Bu komisyon tarafından çok sayıda göçmen Amasya, Tokat, Sivas, Çankırı, Adana, Aydın, İçel, Bursa, Adapazarı ve İzmit çevresine yerleştirilmiştir (Özbay - Balpınar). Osmanlı Devleti 1877 yılına kadar gelen göçmenlerden yüksek memur, ilmiye sınıfı mensubu veya zanaatleri ancak kentlerde yapılabilenlere kentelrde yerleşme izni vermiş, diğerlerinin kent merkezlerinde yerleşmesini istememiştir. Ancak göçmenlerin sayısının artması sonucu birçok kunduracı, marangoz, berber ve benzeri küçük esnaf ile kent hayatına ve ticarete alışmış olan çok sayıdaki göçmen yerleştirildikleri köy ve kasabalara uyum sağlayamadıkları için kentlere göç etmek zorunda kalmışlardır.Ayrıca özellikle kırsal kesimdeki yerli halkın tepkisinin giderek büyümesi ve rahatsız edici boyutlara ulaşması Devleti 1878 yılında yeni bir karar alma gereği ile karşı karşıya bırakmış ve yayınlanan bir talimatla göçmenlerin kentlerin çevresine yerleşmelerine izin verilmiştir (Özbay - Balpınar). Bu karardan sonra Anadolu kentlerinde kısa bir süre içinde göçmen mahallesi olgusu ortaya çıkmıştır. Ankara’daki Boşnak, Eskişehir’deki Tatar mahalleleri bu gelişmenin en iyi örnekleridir. Göçmen yerleşmelerinin, kırsal kesimde geleneksel Anadolu köy dokusundan, kentlerde ise mahalle dokusundan kolaylıkla ayırt edilebilmesi, bu yerleşimlerin en belirgin ortak özellikleridir. Anadolu’da 19.yy ikinci yarısına kadar süregelen geleneksel dokunun organik görünüşüne karşın göçmen mahalleleri çok daha düzenli, geometrik bir görünüme sahiptirler. Bu yerleşmeler çıkartılan yönetmelikler doğrultusunda kamu eliyle yapılan bir plan tipine göre tümünün birden yapılması şeklinde gerçekleştirilmiştir (Özbay-Balpınar).
CUMHURİYET DÖNEMİNDE DIŞARDAN GÖÇ EDENLER
YUNANİSTAN’DAN GÖÇLER
Cumhuriyet döneminin en öenmli ve en yoğun göç hareketi 1922 yılında imzalanan Lozan Anlaşması hükümleri uyarınca gerçekleştirilen Türk-Yunan halkları değişimidir. Bu değişim sonucu 100 bin Türkiyeli Rum Yunanistan’a gitmiş, yaklaşık 100 bin aileye mensup 400 bin Türk’te Anadolu’ya göç etmiştir (Oğuz Arı s.4). Yunanistan ve Balkanlardan gelen göçmenlerin malları ve iskanına ilişkin olarak çıkartılmış olan kanunlar doğrultusunda, “Mübadil” olarak tanımlanan göçmenler Anadolu’dan Yunanistan’a gönderilen Rumların bıraktıkları evlere, ticarethanelere ve topraklara mesleklerine göre yerleştirilmişlerdir. Bu göç hareketi 1949 yılına kadar devam etmiştir (OğuzArı s.4). 1952 - 1969 yılları arasında da Yunanistan’dan serbest göçmen olarak 7600 aileye mensup 24.625 kişinin geldiği bilinmektedir. Bu yıllardan sonra Yunanistan’dan aralıklarla 4 aile daha Türkiye’ye göç etmiştir (Köy Hizm.Env.s.139).1923 - 1995 yılları arasında Türkiye’ye göç eden nüfusun % 25’i olan, 424.645 kişiyi Yunanistan göçmenleri oluşturmakta olup, bunların büyük çoğunluğu ( % 95 ) mübadil olarak gelen göçmenlerdir (Köy Hizm.Env.s.139).
BULGARİSTAN’DAN GÖÇLER
Cumhuriyetin kurulmasını izleyen yıllarda Anadolu’ya ikinci büyük göç dalgası Bulgarisatn’dan gelmiştir. Bulgaristan’dan göçler aralıklarla 1989 yılına kadar sürmüştür. Cumhuriyet döneminde ülkeye gelen toplam göçmenlerin % 48’ini oluşturan 790.717 Bulgaristan göçmeninin, göç hareketi dört aşamada gerçekleşmiştir (Köy Hizm.Env.s.138).
* 1925 yılındaki Türk - Bulgar ikamet sözleşmesi ile 1949 yılına kadar 19.833 ailede 75.877 kişi iskanlı, 37.073 ailede 143.121 kişi serbest göçmen olmak üzere toplam 56.906 ailede 218.998 kişi Türkiye’ye göç etmiştir (DPT, s.6).
* 1950 - 1952 yılları arasında Bulgaristan’ın tehcir ve göçe zorlaması sonucu 37.851 aileye mensup olmak üzere 154.393 kişi iskanlı göçmen olarak Türkiye’ye gelip yerleşmişlerdir (DPT, s.6).
* 1968 - 1979 yılları arasında da Türkiye-Bulgaristan Yakın Akraba Göçü Anlaşması çerçevesinde 32.356 aileye mensup 116.521 kişi Türkiye’ye göç etmiş ve bu göç ile 1950 -52 yılları arasında gelen göçmen ailelerinden büyük bölümünün Bulgaristan’da kalan yakınlarının Türkiye’ye serbest göçmen olarak gelmeleri sağlanmış ve böylece parçalanmış ailelerin birleşmesi gerçekleştirilmiştir (DPT, s.10).
* Bulgaristan’dan son göç hareketi 1989 yılında Türk kökenli müslüman Bulgar vatandaşlarının, Bulgar hükümeti tarafından Türkiye’ye göçe zorlanmaları ile başlatılmıştır. Göçmenler kitleler halinde trenlerle Türk sınırına bırakılmışlardır. Böylece Türkiye, II nci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da görülen en yoğun ve zorunlu göç akımını yaklaşık üç aylık bir süre içinde kabul etmek durumunda kalmıştır. Bu dönemde 64.295 aileye mensup 226.863 kişi serbest göçmen olarak Türkiye’ye gelmiştir. Bu tarihten itibaren 1995 yılına kadar da aralıklı olarak gelen serbest göçmenlerin sayısı 27.224 ailede 73.957 kişiye ulaşmıştır (Köy Hizm.Env.s.138).
Bulgaristan’dan 1950 - 52 yılları arasında gelen ve devlet tarafından yerleştirildikleri için iskanlı göçmen olarak kabul edilen göçmenler iskan yasasına göre yapılan planlamalar doğrultusunda ülkenin çeşitli il-ilçe ve köylerine dağınık veya mahalleler eklenmek suretiyle yerleştirilmişlerdir. 1950 - 1960 döneminde toplam 35.496 ailenin yerleşiminin sağlandığı görülmektedir. Bunlardan 25.583 çiftçi ailesinin büyük çoğunluğunun Adana (1.442 aile), Ankara (1.136 aile), Balıkesir (1.474 aile), Bursa (2.185 aile), Konya (1.523 aile), Manisa (1.383 aile), Tekirdağ (1.619 aile) illerine, zanaatkar ailelerin çoğu Bursa (1.356 aile), İstanbul (3.100 aile), Eskişehir (1.116 aile), İzmir (1.1160 aile) illerinde yerleşimleri gerçekleştirilmiştir. İskan için yapılan 36.292 evin 22.761’i köy tipi; 12.219’u şehir tipi ve 1.312’isi hazır evdir. Kırsal alanda yerleşmek isteyenler için 13 müstakil köy kurulmuştur. Evlerin %70’i kırsal alana serpiştirilmek suretiyle yapılmıştır. % 25’i kentlere eklenen göçmen mahallelerinde inşa edilmiş olup, % 5’i müstakil köylerde yapılan evleri kapsamaktadır (Geray, s.54-55).
Bulgaristan’dan 1968 - 1979 yılları arasında gelen göçmenler serbest göçmen stasüsünde oldukları ve parçalanmış ailelerin birleştirilmesine yönelik anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’ye göç ettikleri için daha önce gelen akrabalarının bulunduğu il, ilçe ve köylerde kendi olanakları ile yerleşmişlerdir (DPT s.7).
1989 yılında Bulgaristan’dan gelen serbest göçmenlerin büyük bir bölümü daha önce Türkiye’ye göç eden akraba veya komşularının yoğun olduğu bölgelere kendi imkanları ile yerleşirken bir bölümü de devlet tarafından 14 il merkezi ile 23 ilçe ve beldede göçmen ailelerin parasal katkısı ve borçlandırılması esasına dayalı bir yöntemle yapılan toplam 21.438 konuta 5 yıllık süreç içinde yerleşmişlerdir. Sözkonusu konutlar kentlerin dışında siteler olarak planlanmıştır (Köy Hizm.).
YUGOSLAVYA’DAN GÖÇLER
Yugoslavya’dan Türkiye’ye Cumhuriyet döneminde toplam77.431 ailye mensup olarak 305.158 kişi göç etmiştir. Bu ailelerden 1950 yılına kadar gelenlerden 14.494 kişi devlet tarafından iskan edilmiştir. Ailelerin diğer bölümü serbest göçmen olarak Türkiye’ye yerleşmişlerdir (Köy Hizm.Env. s.138). Yugoslavya’dan yapılan göçün Yunanistan ve Bulgaristan’dan olduğu gibi politik zorlamalardan kaynaklanmadığı, göçün sosyo-ekonomik nedenlere dayandığı kabul edilmektedir (Arı, s.6).
ROMANYA’DAN GÖÇLER
Romanya’dan 19.865 aileye mensup 79.287 kişi 1923 - 49 yılları arasında iskanlı göçmen olarak Türkiye’ye gelmiştir. Ayrıca11.280 aileye mensup 43.271 kişide serbest göçmen olarak gelmiş ve daha önce gelen yakınlarının yerleştiği yerlere yerleşmişlerdir.
DİĞER ÜLKELERDEN GÖÇLER
Cumhuriyet döneminde Anadolu’ya Balkan ülkeleri dışında özellikle, müslüman olan veya Türk Dil grubuna bağlı olan ülkelerden iskanlı ve serbset göçmen olarak göç eden ailelerde olmuştur. Örneğin Türkistan’dan toplam 695 ailede 2.194 nüfus iskanlı, 214 ailede 684 nüfus serbest göçmen olarak, Afganistan’dan 1.006 ailede 4.163 nüfus iskanlı göçmen olarak gelmişler ve özellikle İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kırsal ve kentsel kesimde yerleştirilmişlerdir (Köy Hizm.Env. s. 140). Türkiye’ye son göç 1993 yılında olmuş ve Rusya’da yaşayan 150 Ahıska Türk ailesi iskanlı göçmen olarak getirilmiştir. Iğdır ilinde yapılmakta olan konutlara yerleştirilmeleri planlanmaktadır.
GÖÇMENLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Türkiye’ye gelen göçmenlerin en önemli özelliği tümünün müslüman oluşudur. Gelenlerin büyük bölümü şive farklılığına rağmen Türkçe konuşmaktadırlar, diğer bölümü de Türk Dili’nin akrabası olan dilleri konuşan topluluklara mensupturlar. Türkiye'ye gelen göçmenlerin yaş, cinsiyet,öğrenim, meslek, anadil, medeni durumu vb. niteliklerini gösteren istatistik bilgiler yetersiz olup, belli yıl ve gruplara ait bazı bilgiler toplanabilmektedir.
Örneğin, 1950- 51 yıllarında gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunun anadili Türkçe’dir. Göçmenler, o yıllardaki Türkiye nüfusu ortalamasından daha yüksek oranda okur-yazar nüfusa sahiptirler. Özellikle kadınlar arasında oku-yazarlık oranı daha yaygındır. Göçmen nüfusun % 70’i 45 yaşın altındaki genç nüfustur. Bu nüfusta, yüksek öğrenim ve mesleki teknik öğrenim gören nüfusun oranı çok düşüktür, gelenlerin % 85’inin mesleği çiftçiliktir (Geray, s.24).
Örneğin, 1950- 51 yıllarında gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunun anadili Türkçe’dir. Göçmenler, o yıllardaki Türkiye nüfusu ortalamasından daha yüksek oranda okur-yazar nüfusa sahiptirler. Özellikle kadınlar arasında oku-yazarlık oranı daha yaygındır. Göçmen nüfusun % 70’i 45 yaşın altındaki genç nüfustur. Bu nüfusta, yüksek öğrenim ve mesleki teknik öğrenim gören nüfusun oranı çok düşüktür, gelenlerin % 85’inin mesleği çiftçiliktir (Geray, s.24).
1989 yılında Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin % 29’unun ilkokul, %34’ünün ortaokul, % 18’inin Lise, % 2’sinin meslek okulu, % 2’sinin ise yüksek okul mezunu oldukları ve % 14’ünün eğitimsiz olduğu saptanmıştır (DPT, s.28).
Bu dönemde gelen Bulgaristan göçmenlerinin mesleklerine bakıldığında gelenlerin %23’ünün işçi olduğu, bunların % 9’unun tarım, % 5’inin sanayi ve % 8’inin hizmetler sektöründe çalıştığı belirlenmiştir. Ayrıca gelenlerin % 18’ini öğrenci, % 13’ünü de emekliler oluşturmaktadır (DPT, s.30). 1950 yılında Bulgaristan’dan gelen göçmenlerle, 1989’ da gelenlerin meslekler itibariyle karşılaştırılmasında, çiftçiliğin % 85 oranında olduğu, 1950 yılı göçmenlerinin tarım sektöründen gelmelerine karşın, son gelen grubun daha farklı özellikler taşıdığı görülmektedir.
GÖÇMEN’LERİN TÜRKİYE’DEKİ YAŞAMA UYUMLARI
1923 - 1960’lı yıllara kadar Türkiye’ye gelen göçmenlere, devlet tarafından uygulanan politikalar doğrultusunda barınma ve iş olanakları sağlanmıştır. Gelenlerin büyük çoğunluğunun çiftçi olması, kırsal alana yapılacak yerleşime uyum sağlamaları açısından, iklimin ve geldikleri yerlerdeki üretim tarzlarının önemini artırmıştır. Ayrıca göçmenlerin büyük çoğunluğunun il, ilçe ve köylere serpiştirilmek suretiyle yerleştirilmelerinin, onların sosyal bakımdan çevreye ve topluma uyması, kaynaşması yönünden daha az sakıncalı olacağı düşünülmüştür (Geray, s.55). Göçmenlere iş imkanlarının sağlanması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla aynı ve nakdi yardım yapılmış, bu çerçevede çiftçi ailelere toprak, tohumluk, çevirme ve donatım kredisi, zanaatkar göçmen ailelerine de konutun yanısıra döner sermaye kredisi verilmiştir (DPT. s.20).1960 yılından sonra gelen göçmenlerin büyük çoğunluğun kentlere yerleştiği görülmektedir. Bu dönemde ülkeye çok az sayıda iskanlı göçmen kabul edilmiştir. Gelen göçmenlerin serbest göçmen statüsünde oldukları için, daha önce Türkiye’ye göç etmiş yakınlarının bulunduğu yerleşim yerlerini tercih ettikleri gözlenmiştir. Bu tercihte istihdam, iklim ve kültürel yakınlık boyutlarının önem kazandığı bilinmektedir. Göçmenlerin uyum sorunları konusunda bilgilerimiz çok yetersizdir. Mevcut bilgiler, göçmenlerin geldiği yıllarda yapılan sınırlı bazı araştırmaların verilerine dayanmaktadır. Göçmenlerin yerleşim programları çerçevesinde tip projeler esas alınarak planlanan konutlar, ya bu yerleşim için kurulan köylerde ya kentlere veya yerli köylere eklenen mahallelerde yapılmıştır. Ancak özellikle kırsal kesimlerde yapılan yerleşmelerin başarılı oldukları söylenemez, yerleştirilenlerin büyük bölümü iklimsel koşullara uyamamak ya da yerli halkın gösterdiği tepkiye dayanamayarak büyük kentlere göç etmek zorunda kalmışlar ve kentlerin dış mahallelerinde yoğunlaşmışlardır. İstanbul’un Zeytinburnu, Ümraniye, Ankara’nın Telsizler, Altındağ, Ayaş ve Kayaş ilçeleri ile Bursa, Eskişehir, İzmir illeri bu yoğunlaşmanın tipik merkezleri olmuşlardır (Özbay - Balpınarı).Kentlerde yerleştirilen göçmenler için yapılan konutlar, genelde kentlerin dış semtlerinde ve 300 - 400 m2’lik parsellerin içinde tek katlı yaklaşık 65-90 m2 ‘lik tip planlara göre yapılmıştır. Günümüzde büyük kentlerin önemli yerleşim merkezleri konumuna gelmiş olan İstanbul’un Taşlı Tarla semti ile Ankara Varlık mahallesi, bu uygulamaların ilginç örnekleridir. Bu mahallelere yerleştirilenlerin çok az sayıdaki bölümü konutlarını terketmiştir. Kırsal alanlarda kurulan köylerde bir avlu içine konut ve işletme binaları yapılmış ve imar planı doğrultusunda ortak kullanım alanları belirlenmiş okul, cami, köy konağı gibi bazı sosyal tesislerde kurulmuştur. Tüm bu olanaklara rağmen özellikle Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu bölgesindeki kırsal yerleşmelerde göçmenlerin büyük bir bölümü köylerini terk ederek ya da yerli halka satarak, batı bölgelerine yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Ege ve Akdeniz bölgesindeki kırsal yerleşmelerden göç çok düşük oranda olmuştur. Yerli halkla olan uyuşmazlık dışında, eğitim ve istihdam sorunlarının çözülemeyişi de göçmenleri ülke içinde yeniden göçe zorlamıştır. 1980 yılından itibaren göçmenlerin yerleşim ve özellikle konut sorunlarına daha farklı yaklaşımların olduğu görülmektedir. Herşeyden önce 2510 sayılı iskan yasasının göçmenlerin ülkede yerleştirilmesinde yeterli olamadığı kabul edilmiş ve toplu olarak gelen Afganlı göçmenler, Bulgaristan’dan göçe zorlanarak gelen göçmenler, Birleşik Devletler Cumhuriyetlerinden getirilen Ahıska Türkleri için ayrı ayrı yasalar çıkarılarak yerleşim uygulamalarının çerçevesi belirlenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar içinde Bulgaristandan 1989 yılında gelen göçmenler için yapılan uygulamalar farklılık göstermektedir. Göçmenlerin yerleşim projelerine başlangıçtan itibaren katılımları sağlanmış ve göçmenler istedikleri yerlerde parasal katılımları ölçüsünde konut tiplerine sahip olma hakkını kazanmışlardır. Bu dönemde göçmenlerin konut sorununu toplu konut yaklaşımı ile çözmeyi amaçlayan projeler üretilmiş ve Anadolu’nun küçük ilçelerinde bile yapılan uygulamalarda yerleşmeler ya toplu konut alanlarında olmuş ya da bu yerleşmeler için belirlenen alanlar daha sonra toplu konut alanlarına dönüştürülmüştür.
KAYNAK: Yurt ansk.il,il,dünü,bugünü,yarını ,cilt-2-1980, Derleyen: İbrahim Tuzcu
TÜRKİYE’DEKİ ETNİK GURUPLAR
Türk : Avşar, Yörük, Manav, Türkmen, Tahtacı, Tatar, Nogay, Pomak, Kırgız, Karapapak, Terekeme, Gacal, Azeri, Özbek, Harzem, Çepni, Oğuz, Kırımçak, Karaçay, Balkar, Kazak, Kumuk, Karakalpak, Uygur, Ahıska, Muhacır, Gagavuz, Salurlu, Yerli, Pallık, Dadaş, Gakkoş, Efe, Abdal, Aydınlı, Aşiret, Sıraç, Nalcı, Çaylak, Teber, Beydili, Barak, Şirvan, Karabağlı, Şaman, Torbeş, Oratakçı, Amuca, Bedrettinli, Karamanlı, Patriot, Kırım Tatarı, Yakut, Hazar, Karakeçili, Sarıkeçili, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Torlak, Kasap, Kıvırcık, Peçenek, Kıpçak, Göçmen, Çıtak, Eybek, Zeybek, Sancaklı, Dobrucalı, Afgan Türkü.
Kürt: Kurmanc
Kürt: Kurmanc
Zaza: Kırmanc, Dimili, Kırd
Gürcü: Acar, Kartveli, Kart, Svan, Svan-Megrel, Melaşvili, Gurian ,İngilo
Kafkasyalı: Abhaz (Kavimleri: Aşıwua, Aşkarıwua, Apsuwa), Adige (Kavimleri: K'emguy,Yegerukay, Abadzeh, Şapsığ,Hak'uç, Hatukay, Natuhay, Kabardey, Besleney, Mahoş, Mamhığ, Bejduğ, Jane), Ubıh, Dağıstan (Kavimleri: Avar, Lezgi, Dargi, Lak), Çeçen, İnguş, Oset
Boşnak: Bosnalı, Sancaklı.
Arnavut: Şiptar, Toska ve Gega (Kosova)
Arap : Fellah, Nusayrı, Sason, Bitlis, İdil, Urfa, Bedu, Diyarbakır
Laz: Mohdi, Megrel
Hemşinliler
Ermeni
Süryani: Türoyo, Qıltu, Mlahsö
Ermeni
Süryani: Türoyo, Qıltu, Mlahsö
Musevi
Rum
Rum
Roman : Rom, Çingene, Poşa
Nasturi: Türoyo
Keldani: Surit
Bahai
Yezidi: Ezidi, İzdi, Azidi, İzid, Izdi, Darsın, Rasni
Yezidi: Ezidi, İzdi, Azidi, İzid, Izdi, Darsın, Rasni
Sudanlı
Pontus
Leh
Rus: Malakan
Pontus
Leh
Rus: Malakan
Bazı Türk Boylarının Yaşadığı Şehirlere Örnek
KIPÇAK: Ardahan, Artvin, Erzurum
TEREKEME: Ardahan, Kars, Iğdır, Ağrı, Sivas, Muş, Amasya
AHISKA: Iğdır, Bursa, İzmir
AZERİ: Iğdır, Kars, Ağrı, Ardahan
YÖRÜK: İzmir, Antalya, Afyonkarahisar, Bursa, Ankara, Mersin, Muğla, Aydın, Balıkesir
MANAV: Bursa, Bilecik, Sakarya, Bolu, Düzce, Eskişehir
TÜRKMEN: Ardahan, Ş.Urfa, Tunceli, G.Antep, Kilis, Afyonkarahisar
AVŞAR: Kayseri, Adana, Kastomonu, Bolu, Isparta, Muğla, Antalya, Ardahan, Kars
KASAPLI: Mersin, Antalya, Karaman, Konya, Adana
Bazı Kafkas Boylarının Yaşadığı Şehirlere Örnek:
ADİGE(ÇERKES):Samsun, Tokat, Kars, Sivas, Kayseri, Bingöl, Sinop, Adapazarı, Balıkesir, İzmit, Eskişehir, Denizli, Antalya, K.Maraş, Düzce, Bolu, Afyon, Kütahya, Uşak, İzmir, İstanbul, Manisa, Aydın, Çanakkale, Adana, Erzurum, Niğde, Nevşehir, Mersin, Yozgat
ABHAZ(ABAZA): Adapazarı, Balıkesir, Eskişehir, Samsun, Tokat, Sivas, Kayseri, Sinop, Denizli, K.Maraş, Düzce, Bolu, Afyon, Kütahya, İstanbul, Adana, Muğla, Zonguldak, İzmit, Yozgat
GÜRCÜ(ACAR): Artvin, Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Erzurum, Sinop, Adapazarı, Balıkesir, Eskişehir, Samsun, Tokat, Kars, Sivas, Kayseri, Denizli, Antalya, K.Maraş, Düzce, Bolu, Afyon, Kütahya, Uşak, İzmir, İstanbul, Çanakkale, Adana
LAZ: Düzce,Artvin, Rize, İstanbul, Trabzon, Ordu, Giresun, Erzurum, Sinop, Adapazarı, Balıkesir, Eskişehir, Samsun, Tokat, Kars, Sivas, İzmir, Zonguldak, Gümüşhane, Bayburt, Van
ÇEÇEN-İNGUŞ: K.Maraş, Mardin, Muş, Kars, Konya, Çanakkale, Kayseri, Sivas,
AVAR-DİDO: Tokat, Sivas, K.Maraş, Yalova, Bursa, İstanbul, Erzurum, Muş, Adapazarı, Kars, İzmit, Giresun
LEZGİ: İzmir, Balıkesir, Bursa, Denizli, Sivas, Tokat, Erzurum, Kars, İstanbul
DARGİ: Tokat, Sivas, Yalova, Bursa, İstanbul, Trabzon, Hatay, İzmit, Samsun
LAK: Kars, Samsun, Sivas, Tokat, İstanbul, Trabzon, Ankara, İzmir
OSET: Kars, Muş, Kayseri, Yozgat, Sivas
TAT: Kars, Ağrı, Bursa, Balıkesir, Van
KAYNAK: Haluk Akçam -2007 kıt.
DÜZCE MERKEZ’ DE İKAMET EDEN ETNIK GURUPLAR
Merkez Mahalle
Aziziye,Günlü: Abaza,Çerkez
Hamidiye:Karadeniz göçmeni Hemşin,Yığılca manavı
Kiremitocağı (Hüseyinbey): Abaza, Çerkez,
Beyciler,: Manav
Çay,: Roman.Abaza
Hacımusa,: Bulgar göçmeni, Gürcü
Derelitütüncü,: Laz, Doğu karadeniz
Körpeşler,: Ağrı kürtü, Kardeniz göçmeni
Uzunmustafa,: Abaza,Çerkez
Aydınpınar (Şaguç,Hacıibrahim): Çerkez, Gürcü, Karadeniz Ordu,Trabzon
Şıralık, Kasap Eski ismi: Çerkez, Doğukaradeniz göçmeni
Darıcı,: Manav
Sarayyeri,: Çerkez
Arapçiftliği, Bostanyeri, Kazuk-Hable, Shap-Sug, Eski ismi: Çerkez
Çamköy,: Roman, Çerkez
Ağaköy,: Ağrı kürtü
Karacamusa:Abaza, Çerkez,
KÖYLER
Aksu (Albuz efendi)= Abaza, Gürcü
Beslambey, Eski ismi, Birge-Hable-Çerkezce, Akın, Yeni ismi= Abaza, Çerkez
Darıcı,= Yörük
Develi, Çerkez, Karadeniz göçmeni
Gölormanı,= Karadeniz Ordu, Gürcü, Çerkez
Hacıahmetler,=Laz,Çerkez, Manav
İstilli, Abaza, Çerkez, Muhacir
Kazukoğlu,Kazuko-Hable,Çerkezce=Çerkez,
Köp.Ömerefendi,=Çerkez, Abaza, Muhacir, Gürcü
Küçükmehmetler,=Çerkez,Doğu karadeniz
Nalbantoğlu,=Manav,Yörük
Paşakonağı,=Irak Kürtleri
Üçyol,Saduva,Balkanca,Hedemiye=Muhacir,Gürcü
Yeşilçam,, Gürcü
Akbıyıklar,
Çınardüzü,=Karadeniz Trabzon Ağasar,Rize
Dedeler,=Abaza
Doğanlı,Hakho-Hable,Çerkezce,Civit,Eski ismi=Çerkez,Gürcü
Eskimengencik=Muhacir,Manav
Gümüşpınar,Hacı Atıf,Eski ismi:Abaza,Çerkez
Hacıaliler,=Abaza
Kaledibi,=Abaza
Kızılcık(Suruh efendi)=,Çerkez,Karadeniz göçmeni
Kuşaçması,=Çerkez,Muhacir
Mamure,=Haymana Kürtleri
Ozanlar,=Manav
Paşaormanı,Kestane,Eski ismi=Çerkez,Karadeniz göçü
Sinirci,=Roman,Manav,Çerkez,Doğu karadeniz
Y.Taşköprü,Muhacir,Roman,Türkmen Yörük,Kürt
Çerkeztaşköprü,=Çerkez
Yahyalar,=Muhacir,Gagavuz türkleri
Yeşilçimen,=Muhacir,Yörük
Aktarla,=Abaza,Karadeniz göçmeni,Karadeniz Ordu
Bahçeköy,=Haymana Kürtü,
Büyükaçma,:Abaza,Çerkez
Çınarlı,Hacımusa,Eskiadı=Çerkez,Karadeniz göçmeni
Değirmenbaşı,(Mehmet bey)Kıralpınar,Eski adı,Soğukpınar,Yeni adı = Muhacır
Duraklar,Tahirağa,Mehmet efendi,Eski adı=Abaza,Çerkez,Manav,Karadeniz göçmenleri
Fevziye,Bostanlık,Eski adı:=Muhacir,
Günbaşı,Bakraz,Eski adı=Manav,Muhacir,Ordu
Hasanlar,=Manav
Karaçalı,(HacıHasan efendi)Çalıcuma,Eski adı=Doğukaradeniz,Çerkez
Kirazlı,Siyakoğlu,Eski adı=Doğukaradeniz,Çerkez
Kutlu,(Am ce Hasn efendi)=Çerkez,Abaza,Doğukaradeniz,Yomra
Muncurlu,=Çerkez,Gürcü,Giresun,Trabzon,Ordu,Kürt,Yörük(Söğüt)
Otluoğlu=Abaza,Çerkez,Manav
Pınarlar,Hampınaz,Eski adı=Çerkez
Tokuşlar,=Manav,Trabzon
Yayakbaşı,Şavsav,Çerkezce =Çerkez,Trabzon,Yomra
Y.Yahyalar,=Muhacir,Gagavuz Türkleri,Çerkez
Çavuşlar,=Türkmen,Manav,Trabzon,Rize,Ordu
Ballıca,=Muhacir,Kürt,Çerkez,Karadeniz göçmenleri,
ÇakırHalilibrahim,Hapip-Hable,Kestaneköy,Eski ismi=Çerkez,Abaza,Ordu,Trabzon
Çiftlık,=Çerkez,Gürcü,
Derdin,Güma,Eski adı,=Abaza,Ordu,Trabzon,Yomra
Esençam,=Abdal,Manav
Fındıklıaksu=Gürcü,Karadeniz göçmeni,Abaza
Gündolması (Hacı Talustan bey)= Manav
Hocaoğlu,=Muhacir
K.Hasanağa=Muhacir,Türkmen
Koçyazı,Metek,Eski adı=Çerkez
KuyumcuHacıali,:Abaza,Çerkez
Mur.Mengencik,=Muhacir
Ovapınar,=Abaza,Çerkez
Sallar,=Muhacir,Manav
Samandere,=Karadeniz Giresun
Turaplar,=Abaza,Çerkez
Y.Karaköy,=Çerkez,Muhacir,Karadeniz göçmeni
İslahiye,Taraş,Eski adı=Muhacir
Altınpınar,HacıAtıf,Eski adı=Çerkez,Karadeniz göçmeni
BataklıÇiftlık=Çerkez
Çakırlar,=Karadeniz göçmeni
Dağdibi,=Çerkez,Laz
Esenköy,=Gideni
Güven,Çapyak Çerkezce=Abaza,Çerkez,Karadeniz göçmeni
Gökçeköy,(Naş Hacıİsmail)Ortaköy,Eski adı=Karadeniz göçmeni,Çerkez
İhsanıye,Kapıcı=Muhacir
Konaklı,Bayramcı,Küçükibrahim,Eski adı=Çerkez,Abaza
Kavakbıçkı,Karadeniz Ordu
KüçükAhmetler,Çerkez,Manav
Musababa,:Muhacir,Gürcü
Sancaklar,=Doğukaradeniz
Şaziye,Bekirler=Muhacır
Erdemli=Abaza,Muhacir
Kabalak=Laz,Ordu
Düzköy= Laz
Düverdüzü=Giresun,Ordu
Çamlısu=Manav,Ordu,Gümüşhane
Aybaşı=,Abaza ,Çerkez daha sonra Karadeniz göçmeni
Aynalı=Çerkez,Hemşin,Ordu
Osmanca=Laz
Kurtsuyu=Rum,Doğukaradeniz,Giresun
Kozluk,Makaralık Eski ismi=Rum,Doğukaradeniz göçmeni
Kemerkasım=Manav
Suncuk=Laz
Uğur,(Mehdibey),Eski ismi=Abaza,Laz,Ordulu
Yaka=Manav,Laz,Ordulu
Yeniaynalı=Ordu
Yayla=Ordu
Hatipliketenci=Manav
Kemerkasım=Manav
Nasırlı=Manav,Trabzon
İçmeler= Haymana Kürtü
Sultaniye=Haymana Kürtü
Tınaş= Haymana Kürtü
Akyazı=Muhacir
Selamlar,İbrahimağa=Muhacir
Çaybükü,Bosantı=Muhacir
Sarıdere= Muhacir
Şimşir,=Manav,Gürcü
Güzeldere=,Karadeniz Giresun Tirebolu
Cevizli,=Gürcü
Yunusefendi =Karadeniz Ordu
Turaplar =Manav
Keçiağalıköy=Manav
Yazıpınar=Karadeniz göçmeni
Zekeriyaköy=Abaza Karadeniz göçmeni
Kuyudüzü= Karadeniz göçmeni
Güneyköy=Karadeniz göçmeni
Kuraklıköy=Abaza
Hacısüleyman bey köy=Abaza,Arap
Çayköy=Abaza
Saçmalıpınar=KaradenizTrabzon Ağasar
NOT: Tespit edebildiklerim bu kadar, unuttuğum olduysa af ola
KAYNAK: Derleyen:İbrahim Tuzcu
TÜRKİYE’ DEKİ ETNİK GURUPLARIN NÜFUS’LARININ DAĞILIMI
TÜRKLER: Türkmen, Yörük, Tatar, Tahtacı, Terekeme, Karaçay, Azeri gibi Türk soyundan gelen gruplar, Türkler’i oluşturuyor. Kökenleriyle ilgileri kalmayan bu grup 50 milyon civarında ve diğer Türkleşme sürecinde olanlar da dâhil edildiğinde bu sayı 55 milyona çıkıyor.
KÜRTLER: Raporda ikinci grup olarak Kürtler gösteriliyor. Sayıları 3 milyon civarında olan bu gruba Zazalar da dâhil edildiğinde Kürt nüfusu 12 milyon 600 bini aşıyor. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor.